Millî Mücadele dönemi iç içe geçmiş çeşitli süreçlerden mürekkeptir: Dağılma, toparlanma, direniş ve nihayet zafer ve kurtuluş; ardından da devletin âdetâ yeniden “kuruluş”u… 600 yıldan fazla süren Osmanlı Hanedânının saltanatına son verilerek yeni bir rejim ve devlet şekli ile Dünya milletleri ailesi ve tarih sahnesi önünde, geçmiş son iki asırdakinden de itibarlı biçimde boy gösteren Türkiye Cumhuriyeti bu dönemin eseridir. Millî Mücadele boyunca hem müstevlîlere hem de müstevlîlerle iş birliği içinde olanlara karşı emsalsiz bir mücadele verildiği muhakkaktır.
Hâkimiyet-i milliye ve istiklâl-i tâm inancına dayanarak sürdürülen bu mücadelenin Cumhuriyet’le taçlandırılması neredeyse “mukadder”di ve tâbir câiz ise bu mes’ud neticeyi de “mukadderât-ı milliye”den saymamak için hiçbir sebep olmamalıdır.
Elinizdeki kitabın çok büyük kısmı - Millî Mücadele’nin 100. yılına armağan olmak üzere millî devletin kuruluş hikâyesine ve o şanlı hikâyenin baş kahramanına hasredilmiştir. Bunun dışında, “Kurtuluş ve Kuruluş”un ardından, on yıllık kesintisiz savaş döneminin yaralarını sarmak üzere girişilen kalkınma hamlelerinin bazı taraflarına ışık tutan incelemelere de yer verilmiştir.