“Kültürün bir ortak paydası bulunmaktadır. Bu olgunun, bu temelin üstünde ise her toplumun kendi kültürel yanlarını, farklılıklarını gösteren ayrıntıları vardır. “Kültürlerarasılık” bu temele dayanmaktadır. Toplumların evrensel kurumlara (aile, devlet, yönetim, din, öğretim-öğrenim, dışa karşı savunma ve korunma vb.) ve kurallara (kurumlar için belirlenmiş kurallar) sahip olma temelidir bu. Burada “yerellik” ve “etnik gruplar” kavramları ortaya çıkar ki, bunları da aynı coğrafyayı paylaşma ya da paylaşmama belirlemektedir. Coğrafya derken, başlıca iklim, ekilen malzeme, yapı malzemeleri gibi etkiler söz konusudur. Aynı coğrafyayı paylaşan toplumların kültüründe, dinsel farklılıklar yoksa gelenekler, hukuk, siyasi kurallar, sanatlar ve el becerileri, teknoloji gibi dizgeler (sistemler) açısından büyük farklılıklar görülmez.
Kültürlerarasılık, olumlu bir yöne doğru çevrilmek isteniyorsa, benzerliklerin ortaya çıkarılması gereklidir. Buna karşı, tersine yaklaşımlar, ırkçı ya da yabancı düşmanlığına dayalı yaklaşımlar ve tarihteki kimi travmatik durumlar benzerlikleri bir yana atar. Nazilerin yabancı düşmanlığının temeli, ırkçılığa dayanmasındandır. Nedenleri, farklı olandan korkma, alışılmış olanın dışında olandan ürkme, düzenin (yaşam alanının) bozulmasından korkmaya dayanır. Sözgelimi, dış görünüş, kıyafet, dil ayrılığı, dil aynı ise aksan ve ağız farklılıkları alışılmışın dışındadır. Benzerlikler varsa onlar dostturlar, yoksa düşmandırlar. Dost ve düşman kategorileri genellikle böyle oluşur.”
Prof. Dr. İnci San
Bu kitapta 11-15 Mayıs 2005 tarihleri arasında Ankara’da yapılan “Kültürlerarası Etkileşimde Yaratıcı Drama” başlığı ile yapılan 10. Uluslararası Eğitimde Yaratıcı Drama Semineri, Türk ve Alman uzmanların konuşma ve atölye çalışmaları ile kültürlerarası etkileşime odaklanan örnekler yer almaktadır.