Türkiyeden geride ne kadar bir Türkiye kaldı, kuşaklar bu Türkiyeyi insanca yaşanacak hale ne kadar bir çabayla getirebilirler, şimdilik bilmiyoruz. Savaşımız, ne kurtarabilirsek savaşıdır,şimdilik.
Günümüzde, kitapta yaşanan olaylar eskide kalmış gibi görünse de aslında hâlâ tamamıyla bir değişim yok toplumda. Ahlak ve namus diyerek manipülasyonla istedikleri türde tek tip insan yaratmak amaçlanıyor. Kendilerini ahlak, iyilik timsali farz edip, başkasının hayatında her daim küçümseyecek bir kötülük görmek bu kişilerin tek vasfı gibi bir şey.
Kitapta da aynı bu türde bir adam, güya sevdiği(!) bir insana t*cavüz edip kendisiyle evlenmek zorunda bırakıyor. Eh, kadın da toplumun beklentisi yönünde hareket edip 'namusunu temizlemek için' evleniyor. Bir çocuğu olduktan sonra eskiden sevdiği adam geri dönüyor. Bu adam sapık kocayı öldürüyor. Sonra tüm insanlar kadının suçlu olduğunu düşünüyor. Kocasının iyi, ahlaklı ve mert biri olduğunu, karısının ise iffetsiz olduğunu, eski sevdiğine kocasını öldürttüğünü öne sürerek kan davası güdüyorlar.
Kadından intikamı almaları da yine batıl inançlarıyla insanları manipüle etmeleriyle oluyor. Kadının küçücük çocuğunu bin bir türlü hayalet, namus, cin masallarıyla dolduruşa getiriyorlar. Zavallı çocuk ve annesi yaşadıkları toplumun kurbanı oluyor kısaca.