Jack London

Yazar

2

Takipçi

3

Beğeni

71

Görüntüleme

Hakkında

Henüz Jack London hakkında tanıtım yazısı yazılmadı.

Son Takip Edenler

Tümü

Alıntılar

Tümü
@theokan
Alıntı
1 gün
Kendi başının çaresine bakmış bir kızın gözleri yumuşak ve kibar olmaz.
435'in 121. sayfasında
Martin Eden
Jack London - İletişim Yayınevi - 2024
@gulseny
Alıntı
5 gün
Sade ve gösterişsiz insanlarızdır…
435'in 4. sayfasında
Martin Eden
Jack London - İletişim Yayınevi - 2024
@ayse_dervis
Alıntı
6 gün
Kitaplar haklıydı.
435'in 11. sayfasında
Martin Eden
Jack London - İletişim Yayınevi - 2024
@muhibbi
Alıntı
7 gün
Hay lanet, ağzımın hiç tadı yok be!
435'in 50. sayfasında
Martin Eden
Jack London - İletişim Yayınevi - 2024
@smmsuat124
Alıntı
8 gün
Sade ve gösterişsiz insanlarızdır…
435'in 4. sayfasında
Martin Eden
Jack London - İletişim Yayınevi - 2024
@slmansgur
Alıntı
15 gün
Aşkın akılla alakası yoktu...
435'in 132. sayfasında
Martin Eden
Jack London - İletişim Yayınevi - 2024
@gulseny
Alıntı
17 gün
Ölü değildim ama feci bir bunalım çökmüştü üstüme.
Kızıl Veba
Jack London - Zeplin Kitap - 2018
@gulseny
Alıntı
17 gün
Her yandan yardım isteyen çığlıkların geldiği bu tür sahnelere fazlasıyla tanık olmak, insanın kalbini taşa çeviriyordu.
Kızıl Veba
Jack London - Zeplin Kitap - 2018
@dilekmeryem
Alıntı
17 gün
Ait olduğu yeri bulamamıştı...
Martin Eden
Jack London - İletişim Yayınevi - 2024
@bayramizm
Alıntı
17 gün
“Seni kitap okuyan insanlarla tanıştıracağım. Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer.”
Martin Eden
Jack London - İletişim Yayınevi - 2024

İncelemeler

Tümü
@muhseyda
İnceleme
13 gün
Düşüncelerim
-Kitap aşırı derecede sürükleyici, bir solukta okunacak bir kitap. Açıkçası daha önce okuduğum Yoldaki Mühendis kitabıyla tutku olarak eşleştirdim. Kafamıza yerleştirdiğimiz bir ideoloji uğruna neler yapabiliriz, nelerden vazgeçebiliriz.
-Ayrıca insanların kendi adaletlerini oluşturmaya çalışmaları ve bu uğurda canlarını bile vermenin onlar için önemsiz olması ilginç bir psikoloji şekli.
Cinayet Şirketi
Jack London - Alfa Yayınları - 2022
@berrybutcher
İnceleme
23 gün
Oldukça bilinen bir kitap olduğunu düşünüyorum ülkemizde. Ben okumayı biraz erteledim ismi pek ilgimi çekmediği için sanırım. Konusunun bu derece güzel olacağını beklemiyordum. Jack London'ın sevmediğim hiçbir kitabı yok okuduklarım arasında ancak doğadaki bir hayvanın biyografisi ne kadar sürükleyici olabilir diye şaşırmıştım biraz. Yazan kişi London olduğunda aslında şaşırmaya ya da ön yargılı yaklaşmaya gerek olmadığını unutmuşum. Bir kurdun hayatını öyle gerçekçi bir dille kaleme almış ki, hayatım boyunca kurtların çevresinde yaşamışım gibi hissettim. Köpeklerin, kurtların kısaca hayvan doğasını ve okuyucuya aktardığı düşüncelerine rağmen hiç de abartı ve sahte durmuyor. Bir kurt konuşabilse ve hissettiklerini söylese aynen bu sözler olurdu diye düşündüm okurken.
Beyaz Diş
Jack London - İlgi Kültür Sanat Yayınları - 2021
@berrybutcher
İnceleme
25 gün
Kitap hakkındaki yorumuma genel bir soruyla başlayacağım. Kitaba ismini veren Demir Ökçe ne demektir?
122.sayfada yazılana göre bu, Oligarşi ve despotizm anlamına geliyor. Bu yan anlamı. Mecazi olan anlamı ise insanları ezen despotizmin ökçeyi, demirin de makineleşmeyi temsil ettiğini düşünebiliriz.

Sermayenin karşısında emeğin değeri nedir?
Modern toplumumuzda büyük bir sermayesi olan çok iyi kazanır. Emek ise emekçiyi iyi kötü yaşatabilir. Ancak 20. Yüzyılın başında sermaye ile emek ilişkisi Emile Zola'nın Germinal'ini andırıyor. Emek satmaktan ve hayatta kalmaktan bambaşka bir durumda çalışıyor insanlar.

Fabrika kurmuş birkaç patron düşünün. Burada çalışanlara dikilmesi gereken giysilerin toplamına altı lira veriyor. Bazı günler hiç dikim işi alamıyorlar. Çok kötü bir ev için üç lira kira veriyorlar. Kalan paralarıyla da dikilecek çok kıyafet almışlarsa bazı günler iki öğün alt kalite yemek yiyebiliyorlar. Bu insanların on yaşından itibaren fabrikalarda çalışmaya başladığını unutmayalım.

Bunun sebebi nedir peki? Tekelleşme diyebiliriz. Her türlü sektör bir grup hissedarın elinde. Onlar da işbirliğiyle emekçiyi de sosyalistleri de ezebiliyorlar. Küçük işletmeler rekabet için daha uzuca satmak gibi bir lükse sahip olmuyor. Güçlü olanlar küçük işletmeleri ışık hızıyla batırıyor.

Sömürülmekten, paranın parayı çekmesinden yorulan insanlar da sosyalizm dedikleri bir harekete katılıyorlar. İşin sonunda ise kapitalizmin karşısında ayakta duramıyorlar. Kilisedeki vaazlar, akademik alandaki sunuların hepsi kapitalizmi destekliyor. Farklı düşünenlere akıl hastası ya da dinsiz, şeytan gözüyle bakılıyor.

Bir süre sonra kapitalizm ve sosyalizmden uzaklaşıyor konu. Kölelik çağına geri dönüyoruz bir anlığına. Madenlerde zorla işçi çalıştırıyorlar. Insanların günde on iki saatten fazla çalışmasını kısıtlıyan yasaları yeni yasalarla kaldırılıyor, köleliğin ismi de çalışma özgürlüğü oluyor.
Demir Ökçe
Jack London - Oda Yayınları - 0
@berrybutcher
İnceleme
26 gün
Deniz kurdunu aralıksız okuyarak bitirdim. Doğum günümde böyle bir kitap okuduğum için şanslı hissediyorum. Şimdi bu kitaba sıra gelmeden ölseydim yazık olurdu, diye düşünüyorum. London'ın Yanan Günışığı kadar, hatta daha etkileyici bir eserdi.

Konusu itibarıyla bana biraz Iskender Pala'nın Efsane kitabını hatırlattı. Şehirli bir beyefendi gemi kazasından sonra ayıbalığı avcıları tarafından kurtarılır. Bu avcıların kendisine kazazede gibi davranıp usulünce karaya götüreceklerini düşünür. Hatta zenginliğini kullanarak para bile teklif eder. Ancak her okurun ilgisini çekecek kaptan Wolf Larsen, bu kibar beyefendiyi alıkoymak ister. Onun kolay hayatına biraz renk getirmek istediğini düşünüyordum başta.

Böylece kahvesini bile kendi pişirmeyen bir insanın, zorlayıcı deniz şartlarında miçoluk kariyerinde neler yaşadığını okuyoruz.

Elbette kitap bu kadar sığ değil. Böylesi de ilginç olurdu ama işin ilginç yanı, gemi kaptanı Larsen'in edebiyata olan ilgisi. Bu ilgi de kaptanın vahşi doğasına rağmen bizim yazarla aralarında bir ilişki ortaya çıkarıyor. Diyalogları okurları da içine çekiyor. Hayat ve yaşam üzerine, ruhun değeri üzerine tartışıyorlar. Okuyucu da bu soruları düşünmekten kendini alıkoyamıyor. Kitap sizi her anlamda için çekiyor. Böyle hissetmemin sebebi denize karşı duyduğum ilgi de olabilir.

Özetle dostlar, sizi harikulade bir kurgu bekliyor. Kendi felsefesi olan bir kitap. Jack London'ı sevenlerin özellikle es geçmemesi gerektiğine inanıyorum.
Deniz Kurdu
Jack London - İş Bankası Kültür Yayınları - 2024
@berrybutcher
İnceleme
27 gün
Demiryolu Serserileri, on altı yaşında, yoksulluk yüzünden trenden trene atlayarak dilenerek geçinebilmiş Jack London'ın otobiyografik kitabıdır.

Bu kitap bambaşka bir Jack'i anlatıyor. Demir Ökçe ve Yanan Günışığı gibi kitaplarını okuyanlar, daha sonra meydana gelen karakterindeki farklılıkları daha rahat görebilir. Burada oldukça özgür, hafif ve sonraki ağırlığına sahip değil genç yaşı dolayısıyla.

İşte bu kitapta, hayatının ilk gençlik yıllarında soğukta, tren görevlilerinden kaçarken, bir ekmek için gururunu bir kenara bırakarak dilenirken başına neler geldiğini, ne çeşit insanlarla karşılaştığını anlatıyor.

Bölümlere ayırarak aktardığı tüm maceraları akıcı ve bilmediğimiz hayatlara dair bir zenginlik sunuyor. Kişisel olarak yorumlayacak olursam hayatımın sadece belirli birkaç yerde geçtiğini ve asla Jack'in deneyimlediği yaşantıyı ilk elden göremeyeceğimi bilmek üzücü. Çünkü bizimkiler kısır ve buhrana sürükleyici hayatlar. Kısıtlı bir deneyim, hep aynı insanlarla karşılaşma sonucuna hiç keşfedemeyeceğimiz yönlerimiz, geliştiremeyeceğimiz özelliklerimiz olacağının farkına varıyorum.
Demiryolu Serserileri
Jack London - Maviçatı Yayınları - 2021
@berceste
İnceleme
28 gün
"Mart" diyebilirim artık.

Martin eden’ e "Mart" diyebilecek kadar içli dışlı oldum ve Mart'ın nazarında yeteneğin çok abartıldığı ve kişinin yetisinin yapabileceği birşeye yatkınlığını belirleyici olması dışında başka bir katkısı yoktur insanın hayatına, bireyi asıl geliştiren ve hayatına yön vermesini sağlayan en önemli mefhumun talep etmek, mücadele etmek, çalışmak ve fikirlerini geliştirmek için okumak Martin eden'in de dediği gibi "pusulasız" olmamak, fikirlerle dertlenmek gerek...

Denizci olan ve işçi sınıfından martin eden’in üst sınıftan olan Ruth'a aşık olmasıyla başlayan Kitap başlarda bir aşk romanı gibi birisini gerçekten sevmenin insana neler yaptırabileceğinin, aşkın gücünü anlatacak derken, denizci deyimiyle öyle bir dümeni çeviriyor ki martin'in mücadelesine ve çalışma azmine hayran olmamak mümkün değil. Okurken Jack London'un yarı otobiyografik romanı olduğu düşüncesi ile yol almak güzeldi
Kitabı bitirdiğinizde bu konu da yazarın sürprizini göreceksiniz.
İncelemeye başka bir konudan devam istiyorum.

Zihnimi kurcalayan Jack London’un da değindiği ve bir Yazar için en önemli gerekliliklerden olan" Üslup" hakkında yazmak istiyorum.

"Üslubum bozulur. Üslup sahibi olabilmek için ne kadar çalıştığım hakkında bir fikrin var mı?s306
Üslup sahibi bir yazar olduğu, üstelik bu üslubun da insanların çok hoşuna gittiği anlaşılmıştı.s434"

Bir Yazarın kitabını yada bir yazısını okurken üslup en değer verdiğim konuların başında gelir. Yazdıkları kelimelerin manasında ki fikri bize sunuş biçimine ve bu dili kullanırken adeta okuruyla konuşuyormuş edasıyla yapması çok değerli bir meziyet Önemli yazarların hepsinin Üsluplarıyla usturuplu bir biçimde bize yazdıklarını sunduğu farkedeceksinizdir. Hepsine aynı konuyu verilse bile kelimelerin manasındaki nüansı belirleyen üslupları olacaktır, bu çok önemli bir imza, Düşüncelerini birisiyle konuşuyormuş edasıyla kağıda dökebiliyorsan olmuşsundur demektir. Ve iyi bir okurun bu kitabı okuduğunda ilk farkedeceği konulardan birisi Jack London'un bu kitabı kağıda dökmeden önce zihninde yazdığı olacaktır. Bu konuda ve yazarların ilham aldıkları konular hakkında Karanlığı Aydınlat kitabının da çok faydası olacağı kanaatindeyim.
Bu arada Levent Cinemre'ye bu kadar güzel bir eseri bizlere çok usturuplu bir şekilde sunduğu için Çok teşekkür ediyorum.

Okumayı düşünüyorsanız kesinlikle ertelemeyin.
Keyifli okumalar dilerim Herkese... Jack London
Martin Eden
Jack London - Can Yayınları - 2024
@berrybutcher
İnceleme
28 gün
Konusu oldukça ilginç ve roman olarak yazılsaydı Stephen King'in Mahşer'ine benzeyecek türde verimli bir konu 'dünyanın sonu' teması.
Salgınlar, afetler ve kıyamet konuları zaten hem filmlerde hem de kitaplarda merak edilir ve sevilir.

London'ın bu tema üzerinde seçtiği tarzı da çarpıcı buldum. Kısa ama tatmin edici bir hikaye yazmış. Sosyolojik anlamda bahsettiği örnekler de dikkatimi çekti. Herkesi etkileyen tehlikeli durumlarda birçok kişinin daha fazla sorun çıkarması sadece bir kurgu değil. Bunları bizzat kendi ülkemizde de gördük.

Zaten zaman fark etmeksizin olağanüstü boyutta tehlikeli olan birçok olayda her şeyin tekrar ettiğini bu kısa kitaptan bile görebilirsiniz.

Aslında uzun uzun yorum yapılabilir ama herkesin okumasını ve dikkatini çeken şeyleri hikayenin içinden kendilerinin keşfetmesini öneririm.
Kızıl Veba
Jack London - İş Bankası Kültür Yayınları - 2024
@berrybutcher
İnceleme
28 gün
İnsanın doğaya karşı mücadelesi, dayanıklılığı ve ekstrem koşullara dayanma potansiyeli, London'ın her kitabında olduğu gibi bu kitapta da temel konu olarak karşımıza çıkıyor.
Zaten beni asıl ilgilendiren kısım da bu arka plan temasıydı.

Siyahi olan sözleşmeli işçiler hakkında kitaba yansıyan düşünceler, onların kendi bildikleri ilkel yollarla haklarını savunmaya çalışmaları ve zenginlik peşinde koşan Ingiliz, Amerikan beyazlarının bu insanları mümkün olan her şekilde kullanmaya çalışması oldukça canlı bir anlatımla yazılmış.

Kitapta tamamen çıkarılsa bir şey kaybedilmeyeceğini düşündüğüm bölümler romantizm ile ilgili olanlardı.
Romantizm türüne London'ın kaleminden yazılsa bile katlanabildiğimi söyleyemeyeceğim. İçimi baydı okurken. Yamyamların, orman adamlarının ve denizcilerin maceraları çok sürükleyiciydi ancak kadın ana karaktere geldiğinde zorlama şekilde yazılması canımı sıktı.

Gerçekçilik burada yok oluyordu bana kalırsa. London, güçlü ve bağımsız bir kadın karakter yazmaya çalışmış. Fakat sonunda konuya ani bir karakter değişikliği katılarak cinsiyet rolünün geleneksel beklentileri karşılanmaya çalışılmış.

Okuru kendine çekecek maceracı ruhlu Amerikan kadını, bir anda hiçbir dış veya iç faktör olmadan ev hanımına dönüşüyor. Jack London değil de Jane Austen falan okuyorum zannettim.

Yine de özellikle protagonist olan adamın her koşula uyum sağlamasını, kararlılığını ve becerikli oluşunu okumak keyifliydi. Romantizmi seviyorsanız veya tahammül edebiliyorsanız London'ın maceraları ve hayal gücü kaçırılamayacak kadar değerli bence.
Macera
Jack London - Scala Yayıncılık - 2022
@berrybutcher
İnceleme
28 gün
Adem'den önce nasıl bir dünya olduğunu hiç düşündünüz mü? Gerçi Adem'den önce demek pratik olarak mantıklı değil. Yazarın da bu başlığı seçmesinin sebebi sanırım başlıkla içeriğin kapsam bakımından karşıtlığından yararlanarak dikkat çekici olmasını istemesi. Keza Adem'i kabul ettiğinizde Adem'den öncesinde insan varlığını yok saymanız gerekir çünkü Adem bir başlangıçtır.

Dini bir başık seçtiği için kitaba başlayacağım zaman, insandan önceki canlıları mı anlatacak diye düşünmüştüm. Fakat yanılmışım.

Evrimi temel alarak mükemmel bir kurgu oluşturmuş. Üç primatın aynı anda yaşaması gibi, anatomik yanlışlar gibi 19. Yüzyıl bilgisine dayanan hatalar yapılmış. Ara türlerin birbirine denk geldiği zamanlar olmuş ama ağaçta yaşayanlar, yarı ağaç yarı meydanda yaşayanlar ve ateş adamlar diye bahsedilen muhtemelen bizim eski atalarımızın hepsi aynı anda ve bu kadar iç içe yaşamamış. Iki ara türün karşılaşıp yeni türler oluştuğunu da duymuştum. Kitapta bundan bile bahsediliyor.

Jack London'ın ayrı iyi bir hayal gücü var. Mesela Beyaz Diş'i okurken çok başarılı bir şekilde bir hayvanın gözünden bakabiliyordum. Bu kitapta da atamız olacak pirimatların yerine koyabiliyorsunuz kendinizi. Sanki onlarla birlikte daldan dala atlıyormuş gibi heyecanlandım okurken.
Ademden Önce
Jack London - Oda Yayınları - 2018
@berrybutcher
İnceleme
28 gün
Yaşadığımız hayatı tamamıyla değiştirmek ve bunun için büyük bir zaman ile enerji harcamak herkesin cesaret edebileceği bir şey değildir. Jack London'ın yarı otobiyografik kitabında ise tam da bu konudan bahsediyor.

Rastlantı sonucu kendi hayat tarzından tamamen farklı hayatlara sahip olan inanlarla karşılaşan Martin Eden'ı, onlar gibi yaşamanın merakı sarıyor. Bu üst sınıfa ait insanlar arasındaki bir kadına aşık oluyor. Onun için de eğitimi olmamasına rağmen durmadan okuyor. Çalışkanlığı sayesinde de kısa zamanda büyük gelişme gösteriyor.

Fakat aradığı mutluluğu üst sınıf arasında bulamıyor. Daha çok şey öğrendikçe çevresindekilerin, paralarıyla bilgilerinin paralel olmadığının farkına varıyor. Bilgilerini paylaşacak ve konuşacak mantıklı insan bulamamaya başlıyor. Hatta uğruna her şeyi değiştirdiği kadının bile aslında ait olduğu sosyal sınıfın ve ailesinin kuklası olduğunu görüyor.
Martin Eden
Jack London - İndigo Kitap - 2018
home explore mail
person