"Fakat ben biliyordum ki, bu şüphe karşısında, onlar belki de, kendilerine hiç güvenmeyecek, inanmayacak olan insanlar için hür bir memleket kurmak istiyorlardı."
"Ingilizlerin bizi bu vaziyete sokmalarına şükredelim." "Niçin Arslan Kaptan?" "Çünkü, Hemşire, biz çabuk inanan, yufka yürekli insanlarız. Bize iyi muamele etselerdi, onlara inanır, belki istiklalimizi de kaybederdik."
"Bu adam İngiltere'nin Yakınşark'taki alakasızlığından bahsettikten sonra dedi ki: 'We have bitten off more than we can chew already.' Bu General Long idi. Yüzündeki mert ifade kendisine bir şey söylememe mani oldu. Fakat içimden diyordum ki: "Türkiye sahiden çiğnenemeyecek kadar büyük lokmadır. İngiltere, lokmanın kenarlarını Yunanistan'a çiğnetmek istiyor."
Köprü'de yürürken görünmeyen birtakım gözler alnımdan dimağıma geçip beni teftiş ediyor; etrafımda giden adamların ağızlarında kelepçe, dimağlarında bir çember var zannediyorum. Bütün efkâr ve tahassüs İstanbul'da durmuş gibi.