Sana kızgın değilim...Sana kızamayacak kadar seni iyi tanıyorum...Sonra seni seviyorum...Neden sevdiğimi bilmeden seviyorum...Bu sevgiyi her gittiğim yere beraber götüreceğim...
Mitoloji temel olarak yaşam ve ölüm, olmak ve dönüşmek gibi hayatın büyük sorularıyla ilgilidir. Sanatçı Paul Gaugin'in sözleriyle ifade edilirse; Nereden geliyoruz Biz neyiz Nereye gidiyoruz Günümüzde bu tip soruların bilimin, felsefenin ya da dinin alanı olduğunu düşünebiliriz. Ancak bunlar insanlık tarihinin büyük bir kısmı boyunca mitolojinin alanıydı. Soruları soran ve cevapları veren mitlerdi. Batı dünyasındaki birçok kişinin mitolojiyle ilk tanışması Antik Yunanların mitleriyledir---bu hikâyeler, hem Yunan kaynaklar hem de Ovidius gibi sonraki Romalı yazarlar sayesinde Batı sanatı ve edebiyatına derinlemesine yerleşti. Fakat bu klasik mitler, zamanın başlangıcından bu yana dünyanın her yerinde anlatılan, özellikle bize bizi açıklamayı amaçlayan entelektüel ve spiritüel uzun bir arayışın içerisindeki hikâyelerin yalnızca tek bir örneğidir.
Güzel bir manzara seni asla cezbetmemiş; güzel bir yüz veya huzur verici bir musiki seni sarsmamış; ahenkli bir söz, yüce bir fikir kalbine hiç tesir etmemiş. Sen sadece midenle belinden aşağısının esiri olmuşsun.
Erkekler bazen ne kadar basit oluyorlar... Zannediyorlar ki, bir erkeğe karşı hiddet, hatta nefret duymaya başlayan bir kadın, hemen başka erkekler bulup boyunlarına sarılmak ister...