Ne garip, biraz kendini deşmeye kalksa, insan, sonunda olduğunu sandığı kişinin tam tersi çıkıyor. Sokakta görse yüzünü buruşturup asla böyle biri olmak istemezdim dediği kimse,işte o çıkıyor insan.
“Bir yanım bahar rüzgârı gibi uçarı, tezcanlıdır, öteki yanım kış soğuğu gibi katı, ağırkanlıdır. Bir yanım içimden gelen seslere kulak verir, öteki yanım öğrendiklerime, bildiklerime.”
Zaman meselesi ne acayip. Aynaya baktığımda beni üzen zaman, ektiğim bir fidana bakıp büyüdüğünü gördüğümde mutlu ediyor. Zamanla her şey geçiyor da, bu geçicilik de insanı dünyaya yabancılaştırıyor.
Hayat, birbirinden ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yanyana bırakmıyordu. Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi.