Acaba hayat nedir, bizim yaptığımız bir şey mi, bizim vasıtamızla yapılan bir şey midir? Acaba kader ve talih nedir? Bizimle biten bir şey mi, bizden evvel başlamış, bizimle süren, ve bizden sonra devam edecek bir şey midir?
Sana bir sır vereyim mi, ciddilik zamana aşırı değer verilmesinden kaynaklanır. Ben de bir vakit zamanın değerini gözümde fazla büyütmüştüm, yüz yıl yaşamak gibi bir isteğe yer vermiştim gönlümde. Yaşamda ise, biliyor musun, zaman diye bir şey aranmaz; sonsuzluk dediğimiz yalnızca bir an'dır, bir şakanın yer alacağı kadar uzun bir süre yani.
Ben sevdim bu "yeraltı edebiyatı"nı haa. Sen her haltı ye, çal, çırp, öldür, ırza geç, sonra ne bir ceza ne ufak bir vicdan azabı, bembeyaz sayfa açıp hayatına devam et. Ne güzel. İşte yeraltında işler böyle yürüyor. Olan bizim zavallı Raskolnikov'a oldu. Gitti salak gibi itiraf etti. Kardeşim işte öykünü Fyodor Dostoyevski 'ye yazdırırsan olacağı bu, adam Yeraltından Notlar 'ı yazacağına yeraltı romancısı olsaydı böyle olmazdı.
Kerem tarihteki meşhur âşıklar arasında en şapşiği olabilir. Aslı'sının peşinden koşarken dağa taşa uçan kuşa çamaşır yıkayan kızlara türkü söyleyip duruyor. Maşallah çok yetenekli bugün olsa infuluzur olur çıkardı başımıza, o Aslı'nın değil, Aslı onun peşinden koşar ve Kerem'e DM'den yürürdü. Bize de yukarı kaydırmak düşerdi. Ama Aslı'yı soyup muradına ermeye çalışırken ateşinden yanıp kül olmuş. Hiç eğlence sektörüne uyan bir final değil. Bu arada Anadolu versiyonu ile Azerbaycan versiyonu arasında pek fark yok aynı hikayeyi ikinci kez okumak gibi oldu
.. yaşam, kahraman rollerine ve benzeri şeylere yer veren bir kahramanlık destanı değil, insanların yiyip içmeler, kahve yudumlamalar, örgü örmeler, iskambil oynamalar ve radyo dinlemelerle yetinip hallerine şükrettikleri rahat bir orta sınıf evidir.
Zırıltı yerine gerçek müzik, eğlence yerine kıvanç, para yerine ruh, gelişigüzel etkinlikler yerine gerçek eylem, oyun yerine gerçek tutku arayan birine bu sevimli dünya yurt olamaz...
Gündüz sevişmek gece sevişmeye benzemiyordu; gün ışığında bir bedeni keşfetmenin çok daha cüretkâr, tuhaf bir biçimde çok daha hayvani bir yanı vardı.
Halkımız içinde bir zümre var ki yalnız "bilmediğini bilmez", bundan başka her şeyi bilmek iddiasındadır. Hekim değildir, lakin hekimleri küçümser, önüne gelene ilaç tavsiye eder. Evlenmesini asla bilmemiş, içi dışı çirkin bir karı almıştır; böyleyken her gence evlenme usulü öğretir. Birçok para harcayarak yaptırdığı ev ahıra benzer, mamafih Mimar Sinan'ı bile beğenmez..
Alkollüyken 1. Araç kullanmayın 2. Kitap yazmayın. Kitap yazasınız gelirse kalemi kağıdı alkol almamış bir arkadaşınıza emanet edin. Çevrenizde alkollü olup kitap yazmaya kalkan birini görürseniz engel olun. Unutmayın, alkol tüm kötülüklerin anasıdır.
Acımak uzunca bir novella. İki günde bitirdim. İkinci gün elime alınca bırakaladım. Kitapta çok güzel bir olay örgüsü var ama bu olay yetenince derinlemesine işlenmemiş, fazlasıyla aceleye getirilmiş hele finalde bu aceleyi daha bariz hissediyorsunuz. Bir edebiyat başyapıtı olabilecekken gölgede kalmış. Uyarlama dizisi olmasa bu kadar bile popüler olmayabilirdi. Kısacası yazık olmuş; hem Mürşit efendiye hem kitaba.