Bir dünya isterim Bey yok ağa yok İşçi patron yok Varsıl yoksul yok Senin benim kavgaları yok Üstünde yaşayanların evi olmuş Bahçeler çitsiz Kilitsiz, kapısız bir dünya.
Daha dokunmadan kurudu irem Çöllere bir türlü yağamıyorum Yeni bir koşunun başlangıcında Biraz deprem sonrası Biraz şehir hülyası Bir kalp yangınından geriye kalan Siyah gözlerine beni de götür Artık bu yerlere sığamıyorum
Nikolay Çavuşesku yirmi yılı aşkın bir süre boyunca Romanya'nın diktatörlüğünü yürüttü.
Muhalefeti olmadı, çünkü halk hapishaneler ve mezarlıklarla uğraşıyordu, ama onun kendine saygı ve hürmet adına halkın bedava işgücüyle yükselttiği firavunca anıtları sınırsızca alkışlama hakkı hepsinin vardı.
Çavuşesku mutlak gücünü kutlamak için kendine fildişinden bir asa yaptırdı ve kendi kendine Halkın Rehberi sıfatını verdi.
Alışıldığı üzere kimse karşı çıkmadı. Ama bundan kısa bir süre sonra halkın öfke kasırgası patlayınca, Çavuşesku'nun kurşuna dizilmesi kolektif bir şeytan kovma töreni oldu.
Bunun üzerine, iyilerin iyisi ve dünyanın kudretlilerinin gözdesi bir anda sihirli bir biçimde filmin kötü adamına dönüştü.
Ne düşünülürse düşünülsün ve ne istenilirse istensin, ne kadar dirençli olunursa olunsun, karanlığa bakmak, bakmak değildir, derin bir seyre dalmaktır.
Bu olgulardan nasıl bir sonuca varmalı Onların aynı hedefe yönelmeleri karşısında nasıl davranmalı Bu basıncı ayrıştırmak mümkün değildir. Bu gizemli silsileyi hangi düş izler Onların, sözün