"Gerçek romantikler ne kadar yumuşak hatta gözü yaşlı görünseler, gerçekten üzülmezler. Çünkü romantik olmak bencil olmaktan gelir bence. Gerçekten üzülebilmek için insanın gerçekçi olması gerekir."
"Bir derin kuyuya atılan taş gibi düşmüş bunların ruhuna bu sevinç... Gürültü koparmış, durgunluğu çalkamış ama, sonunda bir daha yüzeye çıkmamak üzere batmış gitmiş! O zaman bunların kazandıkları zafer de giderek yenilgiye benzedi içlerinde..."
"İnsan ilişkilerine olan güvenimizi tam yitirmişken, rastgele dizilmiş ahırlar ve ağaçlar ya da bir saman balyası ve bir yük arabası, ulaşılamaz olana dair öyle mükemmel bir alamet sunarlar ki bize, tekrar aramaya başlarız onu."
"Çağlar boyunca mutluluğu aradım ama bulamadım; şöhret aradım ama elimden kaçırdım; aşk aradım ama yaşayamadım; hayat -dur bir dakika, ölüm yeğlerim. Pek çok kadın ve erkek tanıdım, hiçbirini anlamadım."
"İnsanlar bu evde mutlu olduklarını sanıyorlar; şuradaki evde de zeki olduklarını; ötekinde ise derin olduklarını. Tüm bunlar bir yanılsama ancak yanılsamaların gerçeklerle çeliştiklerinde çöktükleri gibi kötü bir şöhreti olduğundan, yanılsamaların hüküm sürdüğü bir yerde gerçek mutluluğa, gerçek zekaya ve gerçek derinliğe asla müsade edilmez."
"Ölümün elinin, bizi parçalara ayırmasın diye zaman zaman hayatın kargaşasının üzerinde mi olması gerekir? Yaşamımıza devam edebilmek için ölümü her gün ufak dozlarla almak üzere mi yaratılmışız?"
"Bir ara kendi ruhunu bulmak için çöle gittiğini, yalnızlığa çekildiğini, sonunda kendisine ait bir ruh bulunmadığını öğrendiğini söylemişti. Büyük bir ruhun küçük bir parçası olduğunu söylemişti."
"Ve sen, senden daha iyi olan bir şeyi yok etmişsindir... Ve onu yok etmek seni sevindirmez, çünkü sen böylece, kendi içindeki bir şeyi de yok etmişsindir, artık onu koyamazsın."
"Insanlar yetiştirmedikleri şeyleri yiyeceklerdi. Ekmekle aralarında bir ilişki kalmayacaktı. Toprak, demirin altında eziliyor ve demirin altında yavaş yavaş ölüyordu."
"Onların başına garip işler geldi ve bu işlerin bazıları o kadar insafsızca, bazıları da o kadar güzeldi ki, bu yüzden içlerinde inanç, bir daha sönmemek üzere yeni baştan ve ölümsüzlüğe değin alevlenmeye başladı."
"Onların öyle bir yardıma ihtiyaçları var ki, artık bildiğimiz vaazlar falan onların bu ihtiyacını karşılayamaz. Yaşamayan insanlara cennet umudundan nasıl söz edilebilir?"
"Her şeyi oluruna, kendimi şen sabaha bırakıyor, mutlu insanlar içinde ben de kaygısız, öne arkaya sallanıyordum. Bulutsuz, berraktı gökyüzü; benim de gönlüm gölgesiz."