“O ara kapı vurulur gibi oluyor. Gidip açıyorum: Bir köpek, sınıfa girmek istiyor. Çocukların yokluğuna mı dayanamadı, yoksa sobanın sıcaklığını mı sezdi dışardan?”
“Ama silgilerinizi pek kullanmayın. Yazdığınız hiçbir şeyi silmeyin, yanlış da olsa silmeyin, ben de öyle yazıyorum, yanlışlarımın üstünü çizmeden yazıyorum.”
“İnsanlar ölmesin demiyorum İstediğim ölümsüzlük değil Ne kendim, ne başkaları için İstediğim, çocuklar ölmesin Çocukların ölümüne dayanamıyormuşum demek”
“Bir filozof gibi konuşuyorsunuz, dedim. Yanılıyorsunuz, ah siz de yanılıyorsunuz, dedi ihtiyar Süryani. Tam tersine. Bir kitapçı gibi konuşuyorum. Sıradan bir kitapçı gibi.”
“Sizi ilgilendireceğini umduğum birkaç kitabım daha var, ne yazık ki, onlar bizim dilimizdendir, dedi. Benimle, benim dilimde konuşuyordu. Demek onun bir başka dili vardı. Öz dili. Anadili.”
“Burda kitap okuyan var mı? Dedim. Eskiden vardı, dedi. Şimdi pek kalmadı. Bedava versem bile okuyan yok. Neden? Dedim. Okumasını bilenler gittiler, dedi ihtiyar. Geri kalanlarsa kitaptan başka şey okuyorlar.”
“İnançsızlık penceresinden bakıldığında dünya bir matem yeridir. Ölüm ejderhası geliyor, rastgele bir onu parçalıyor, bir öbürünü… Yaşam, vakit kollayan ölümün koynunda sürüp gidiyor böyle… Canlılar, yaklaşan ebedi ayrılık duygusuyla inleyen yetimler… Hepsi ama hepsi sahipsiz. Ağaçların bir sahibi yok. Kuşların bir sahibi yok. İnsanların bir sahibi yok. Kendisinin kâdir-i mutlak bir sahibi olmadığını düşünen biri, taşıdığı sayısız endişelerden nasıl kurtulabilir?
“Hırs, insanın en güçlü duygularından biri. O kadar güçlü ki onu dünyada doyuracak hiçbir zenginlik, hiçbir başarı yok. Karnı hiçbir zaman doymamış bir duygu. Hâlbuki o, büyük bir ahiret sermayesi.”
“Eskiden bir tek insanın tırnağına taş değse, bir oymağın, bir aşiretin, bütün şu dünyadaki insanların yüreğine değmiş gibi olur, herkesin yüreği sızlardı. Şimdi ya, şimdi herkes biribirisinin ölüsüne basıp geçiyor, basıp geçiyor, basıp geçiyor."
Böyledir," dedi değirmenci. "Bir kişi bütün dünyayı sevincine katar da güldürür, ağıdına alır da ağlatır. Böyledir bu. Bir tuhaf yaratıktır şu insanoğlu."
“Sen de çocuklarımıza tüm bildiklerini, bu konuştuğun dilini, okumanı, yazmanı öğretirsin, oldu mu? Hep iyi şeyler öğretirsin. Çünkü bizim çocuklarımız, bütün çocuklar gibi iyidir.”
< "İnsan, kabre doğru hızla yol alıyor ama kendini dünyaya sabitlenmiş zannederek aldatıyor. Kendini bu dünyada ebediyen kalacakmış yalanına inandırıyor.”
“Aklın önemli gıdalarından biri fen bilimleridir. Fen bilimleri, hakikate nursuz bir karanlık değil, bilakis bizi Allah'a daha çok yakınlaştıracak içerikte ilahi birer nimettir.”
"Yaşamak ne işe yarıyor diye sordum kendi kendime. Yaşamamız, ölmekten bu kadar korktuğumuz, yaşamak ne işe yarıyor? Uğruna bu kadar alçaldığımız, zulmettiğimiz, haram yediğimiz, insan öldürdüğümüz yaşamak ne işe yarıyor?"