Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi

2 üye
#Filistin - @huriyecap
İnceleme
9 gün
Tantûra, 1948 yılında İsrail askerleri tarafından 200 den fazla Filistinlinin katledildiği, geriye kalanların ise sürgün edildiği Hayfa'nın yakınlarında yer alan bir sahil köyüdür.

Yazar birinci bölümde, Tantûra'da yaşayan baş karakter Rukayye ile bizi tanıştırıyor. Rukayye 14 yaşından 70'li yaşlarına kadar kitap boyunca bize hayatını anlatıyor. Rukayye önce amcasının oğlu ile evlendiriliyor sonra işgaller sebebiyle ülkesini terk etmek durumunda kalıyor. Arkadaşlarından, akrabalarından, kokusuna doyamadığı limon ağaçlarıyla süslü sahil kasabasından yıllarca ayrı yaşıyor. Lübnan'a yerleşiyor. Doktor eşi olması, eğitimli çocuklar yetiştirmesi, bulunduğu bölgede diğer insanlara göre daha güvende hayatını devam ettirmesi onu şanslı bir Filistinli yapıyor diyebiliriz.

Karakterler ve hikâye kurmaca olsa da kitapta yaşanan olaylar, yerler, katliamlar, tarihlerin gerçekliliği, kaynaklar ve kitabın sonunda yer alan haritalar ile belgelendirilmiş.
Belki bir belgesel ya da tarih kitabı olarak bu bilgiler karşımıza çıksa bu kadar dikkat çekici olmaz ve duygu yoğunluğu böylesi hissetirilmezdi. Her gün karşımıza çıkan bu haberlerin, bir kadının gözünden başarılı bir şekilde aktarılması ruhumuza dokunmasını sağlamış. Kitapta yer alan bir çok sahnede empati kurup duygulanmamak elde değil.

Ve "bir gün geri döneceğiz" anlamına gelen "anahtar" bir sembol olarak Filistinli tüm kadınların boyunlarında saklı duruyor.

Mısırlı yazar Radvâ Âşur, ömrünü Filistinlilerin hikâyesini duyurmaya adamış bir kadın. Ve bu kitap Türkçe yayımlanan ilk kitabıdır. Çevirmenin dili çok sade ve anlaşılırdı. Şimdiden okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim.
Tanturalı Kadın
Radva Aşur - Ketebe Yayınları - 2023
1
@huriyecap
İnceleme
1 ay
Kemal Sayar'ın okuduğum ilk kitabıdır "Ruhun Labirentleri". Yeryüzünde şu veya bu topluluğu biricik kılan şey nedir sorusuyla karşılıyor bizleri. İnsanları bir araya toplayıp benzerlikler arasında tasnif etmeye yeltenen bir bilim anlayışına karşı, insanın biricikliğine vurgu yapan ve farklılıkları gözeten bir alternatif anlayışının yolculuğuna çıkıyorsunuz. İnsanı anlamak için tarihe ve topluma bakmak gerekir diyor sayın yazar. İlmek ilmek işliyor satırlarında her bir bilgiyi.

Benlik, kişilik ve kişilik bozuklukları kavramlarının kültürel okumasını yaparken, bilginin dini, tarihi ve kültürel doğasına da atıfta bulunuyor.
Benliğin boşluğu, beden, bellek ve kimliğin buluştuğu yer, aile ve çocuk, kimliklerin aşınmasına dair derin konularda araştırmalar yaparak geniş bir coğrafyadan derlenen cevaplarla Ruhun Labirentleri'nde geziniyorsunuz.

Yazarın kalemi akıcı, konuları merak uyandırıcı ve manevi eksiklerimizi tamamlayıcı kıvamda.
İyi ki okudum dediğim bir kitap oldu. Ethem Bakır'ın İrade Terbiyesi kitabı tadındaydı. Kesinlikle herkesin kütüphanesinde bulunması gereken kitaplardan biri olmalı.
Ruhun Labirentleri
Kemal Sayar - Kapı Yayınları - 2023
#İnceleme - @huriyecap
İnceleme
1 ay
kaybolan bağlar/ acı yaşanmalı
Johann Hari, Britanyalı yazar ve gazeteci.
Depresyonun gerçek nedenleri ve beklenmedik çözümlerine dair derinlemesine araştırmalar yaparak okuyucusuna 361 sayfalık bir argüman sunuyor. Yazarın daha önce "Çalınan Dikkat" isimli diğer kitabını da okumuştum ve oldukça başarılı bulmuştum.

Johann Hari kitabın önsözünde, yediği bir elmanın kimsayal ilaçlar nedeniyle hastalanmasına neden olduğunu, bulantı ve kusma şikayetleriyle bir kaç gün hastanede yatarak tedavi sürecinin bir soru ile hayatını nasıl etkilediğine dair hikâyesiyle bizleri karşılıyor.
Doktorunun ona "bulantına ihtiyacın var" sözleri bir mesaj niteliğindeydi.
Bu mesaj, depresyon ve kaygının gerçek nedenine ve oradan dönüş yolunu nasıl bulabileceğimize uzanan yolculuğa yön veriyordu.

Yazar önce kendi hayatını anlatarak bu kimyasal ilaçlarla tanışma hikâyesini paylaşıyor bizlerle. "Depresyonla ilgisi olmayan dürtülerim olmuştu hep" sözleri, kitabın ilerleyen sayfalarında yazarın özel hayatına dair ipucu da vermektedir ayrıca.

Araştırmalarına dayanarak depresyonda artışa yol açan her şey kaygıda da artış yaratıyor, kaygıda artışa yol açan herşey de depresyonda artış yaratıyordu. Yani birbirleriyle bağlantılı bu iki duygu durumunun tek başına değerlendirilmediğini söylüyordu.
Serotonin ve dopamin gibi bu ilaçları alan insanların tek ortak noktası, ilaçların işe yaradığı inancıydı.

Beni en etkileyen bölümlerden biri "yas istisnası" bölümüydü. Yas döneminin ilaçlarla tedavi edilmesinin insanın özünü yadsımak anlamına geldiğini şu örnekle aktarıyordu. Hastalardan birinin kızı, parktan kaçırılıp diri diri yakılmış. Bu anneye olayın üstünden yıllar geçtikten sonra hâlâ ıstırap çekiyor diye akıl sağlığında bir sorun olduğunu nasıl söyleriz. Oysa DSM (Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı)'de yazılı olan bu. Yas acısının akıl dışı şöyle dursun zorunlu olduğu, annenin ise; onun ölümünü atlatmak istemiyorum ki sözleri bu sürece destek veriyordu.

Yoksulluk içinde yaşayan insanların depresyona girme ihtimalinin daha yüksek olduğu, fakir bir mahallede yaşayan, köpegi ölen, çocuğu hapse giren, kocasına şizofren tanısı konan, yalnız yaşayan kadınları da hesaba katınca ortalamaya bakıldığı zaman daha uzun vadede strese maruz kalmalarından kaynaklı olduğu söz konusuydu.

İlaçların bu kadar kolay verilmeden önce "hayatında neler oluyor? Canını yakan, değiştirmek isteyebileceğin bir şey var mı?" soruları sorulmuş olsaydı belki de çok daha farklı ilerlerdi süreç.

Toplarlayacak olursak ki hiç de kısa tutulacak gibi değil bu kitap, hepimizin bulantıya ihtiyacı var. Çektiğimiz acıya ihtiyacımız var. Bu mesajı ilaç alarak görmezden gelemeyiz.

Kaybolan Bağlar
Johann Hari - Metis Yayınları - 2024
@huriyecap
İnceleme
3 ay
Yazarın "İsmini Hak Etme Derdindeki Öykü" kitabı 25 öykü ve 1 çizgi romandan oluşuyor.
Anadolu'nun unutulmaya yüz tutmuş masalları tadında, yer yer şiirsel bir dille kaleme aldığı öyküleri oldukça ilgi çekiciydi. Okuduktan sonra şunu düşündüm; "ne kadar çok aynı cümleler, hikâye ve şiirlerle karşılaşıyormuşum." Bu öyküler farklıydı. Farklı ve Öz'den, bizdendi. Ve bu zamanımın boşa akmadığına dair bir ıspatıydı.

"İki tabure çekip oturdular, çay söylediler, simit bölüştüler ve sustular. Suskunluk da şiir söylemek kadar yakışıyordu onlara." Bu satırların resmi tatlı bir hissiyat bırakıyor hafsalamda. Sayfalarım bitiyor ve böylece küçürek öykülerden mutlu ayrılıyorum.

Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar dilerim.
İsmini Hak Etme Derdindeki Öykü!
Ubeydullah Öz - MATRUŞKA - 20.02.2024
@huriyecap
İnceleme
3 ay
Çocuk Edebiyatı
Bilge kızımın oku oku bitiremediği kitap. Bu yaz "hadi biraz kitap oku" dediğimde eline ilk aldığı "Babannemden Geriye" isimli kitap oldu. Tuğba Coşkuner, anne-kız çok sevdiğimiz bir yazar 😊
Babaannemden Geriye
Tuğba Coşkuner - Cezve Çocuk - 2023
2
@huriyecap
İnceleme
3 ay
"Yedi rengin içinden sıyrılan
Bir dünya gülüyor odanın tavanında" diyor Şükrü Erbaş. Sonra Ömür hanıma sesleniyor, okurken ayrı, seslendirmeleri dinlerken ayrı haz alıyorum.

Ezilmiş bir gül hüznü doluyor benim de yüreğime. Ömür hanım oluyorum biraz. Biraz da güz.
Bütün Şiirleri 1
Şükrü Erbaş - Kırmızı Kedi Yayınevi - 2024
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Bir ailenin yedi kuşağını ele alan yüzyıllık bir aile geçmişini konu alıyor.
Kitaptaki isim benzerlikleri çoğu zaman okumayı zorlaştırıyor, çünkü her yeni doğan bebeğe aynı isimler verilerek soy ağacını bu şekilde devam ettiriyorlar.

İki amca çocuğunun evlenmesiyle birlikte olaylar silsilesi başlıyor ve akraba evlilikleri seneler boyu devam ediyor. Domuz kuyruklu bir bebek dünyaya geliyor. İlginç evet.

İnsan kalabalıklaştıkça yalnızlaşırmış, burada da tıpkı bu yaşanıyor. Her geçen yıl biraz daha yalnızlaşıyorlar.

İlk yüz sayfasında neredeyse okumaktan vazgeçmek çok mümkün, fazlaca yorucu ve sıkıcı. Eğer vazgeçmeyip devam ederseniz kitabın sonunu getirebilirsiniz. Pek etkilendiğimi söyleyemem, ilgi alanıma ve tarzıma uygun bir hikayesi yoktu.
Yüzyıllık Yalnızlık
Gabriel García Márquez - Can Yayınları - 2024
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Kitap, ırkçılığı, önyargıyı, ötekileştirmeyi ve adaletsizliği 9 yaşındaki küçük bir kız çocuğunun gözlemleri ve düşünceleriyle anlatıyor bizlere.

Amerika'nın küçük bir kasabasında yaşayan, annesi hayatta olmayan Scout, abisi Jem, yakın arkadaşı Dill ve avukat babaları Atticus’un çerçevesinde oluşan bir hikaye... Scout çok zeki bir kız çocuğu. Henüz okula gitmeden okumayı söker fakat bu durum öğretmeni tarafından pek hoş karşılanmaz, arkadaşları tarafından ise dışlanmaya başlar.

Kitabı iki bölüme ayıracak olursak ilk bölüm çok ayrıntılı ve sıkıcı, ikinci bölüm ise Scout'un ağzından anlatılmaya başlandığı için daha samimi daha yalın ve daha akıcı.

Çocukların avukat babaları olan Atticus çok güçlü ve dürüst bir karakter. İnsanları olduğu gibi kabul edip seven, sayan biri ve bu değerleri çocuklarına aşılamaya çalışan, eşitliği savunan harika bir baba.
Haksız yere tecavüz suçundan suçlanan zenci bir adamı savunduğu için beyazlar tarafından yapılan haksızlığa uğrayıp dışlanıyor fakat bu yanlış davranışlara boyun eğmeden, dimdik durarak sonuna kadar idama mahkum edilen zenci adamı tüm suçsuzluğuna dair kanıtları sunmasına rağmen mahkeme heyetinin fikrini değiştiremiyor. Belki de değiştiriyor. Sonunu merak etmeniz için açıklamıyorum. Okumalısınız.. Hatta belki filmini de izlemek isteyebilirsiniz. Kitabın adı ile aynı filmin adı da.
Bülbülü Öldürmek
Harper Lee - SEL YAYINCILIK - 24.04.2019
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Kitabı okuduktan sonraki etkiyle yazdığım mini hikaye.
...............
Elindeki kitabın sayfasını kıvırıp hemen şöminenin yanında bulunan yeşil berjere yasladı sırtını.
Okuduğu hikaye tam da hayalini kurduğu hayatın bir parçası gibiydi. Gözlerini kapadı, raflarını düzenlediği kitaplığını hayal etti. Hepsi çocuk kitaplarıyla doluydu.
Sabah çocukları nefis kurabiyelerle karşılamak için akşamdan herşeyi hazırlamış, çocukların en sevdiği masal kitabını masanın üzerine bırakmıştı. Masa örtüsü bile ilham verici şekilde rengarenk çiçeklerle süslüydü.
Belki de onlar için sürpriz şekerlemeler ve kendi elleriyle diktiği bez bebekleri hediye edebilirdi. Saçlarını iplerle kadayıf teli gibi salık bırakır, gözlerini boncuklarla iğnelerdi. Bu fikir fazlasıyla hoşuna gitmişti. Böyle bir çocuk kitapevine hangi çocuk gelmek istemezdi ki...

Gözlerini açtı, kıvırdığı sayfayı tekrar eliyle düzeltip kaldığı yerden okumaya devam etti. Gece saat epeyce ilerlemiş olmasına rağmen çayını demlemiş gecenin karanlığında kendine bir yer edinmişti. En sevdiği ve düş yolculuğuna çıkabildiği bu saatlerdi.
Elveda Haziran
Sarah Jio - Epsilon Yayınevi - 2022
@huriyecap
İnceleme
4 ay

Khaled Hosseini, tüm dünyaya hasreti, dostluğu, aşkı ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan biri.

Çocukluğunda annesinin ölümü üzerine kendi istediğinin değil de zorunlu olarak babasının evinde yaşamaya başlamasıyla Meryem'in hayatı bir anda başka bir yörüngeye doğru yol alıyor. Ailesinin onu istememesi üzerine küçük yaşta evlendiriliyor. Ülkenin kaderi bu ya, çocuk gelin oluveriyor hiç birşey anlamadan. Ailesinden çok uzaklara gidiyor ve onlardan bir daha haber alamıyor uzun bir süre.

Kocası Raşit, çocuk sahibi olamadıkları için Meryem’i sürekli aşağılayarak ona yıllarca eziyet ediyor. Bu sırada aynı mahallede yaşayan Leyla, ailesini savaşta kaybettiği için Meryem’in evine taşınmak zorunda kalıyor. Bir nevi sığınıyor da diyebiliriz. Fakat son derece kötü ve çıkarcı bir adam olan Raşit, genç kızın evlerinde kalabilmesi için onunla evlenmeyi şart koşuyor. Leyla'nın ise bunu kabul etmesinden başka bir çıkar yolu kalmıyor. Ve olayların bundan sonrasını gözleriniz dolmuş, burnunuzu çeke çeke okuyor olarak buluyorsunuz.

Meryem ve Leyla'nın hikayesi özelinde Afganistan'ın yakın tarihine tanıklık etmiş tüm Afgan kadın ve çocuklarının hikayesidir Bin Muhteşem Güneş.
Etkisinde kaldığım, hikayesi vurucu, çok hüzünlü, oldukça da başarılı bir eserdi. Baştan sona sıkılmadan okunabilir kitapların başında geldiğini söylemeliyim.
Bin Muhteşem Güneş
Khaled Hosseini - Everest Yayınları - 2024
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Kitabı okudukça aşkın derinliklerinde kayboluyorum her defasında.
İşin garip tarafı ise bulunmak istemiyorum asla.

Mehmet Şamil hocanın şiirlerini okuduktan sonra şiire bakış açım değişti. Şimdilerde kolay kolay şiir beğenemiyorum mesela. Bunun için kendisine buradan çokça teşekkür etmeliyim. İyi ki yazmaya hâlâ devam ediyor.
Posta Kodu Aşk
Mehmet Şamil - Okur Kitaplığı - 2013
@huriyecap
İnceleme
4 ay

Ağaçların da hissettiğini, kendi aralarında iletişim kurduklarını biliyor muydunuz?
Ağaçlar da hisseder! Evet evet. Onalrın da duyguları vardır...
Ağaçlar da konuşur!

Kitap o kadar güzel ki, eğer dünyaya insan olarak gelmeseydim ağaç olmak isterdim derdiniz bu kitabı okuduktan sonra.
Çünkü ben öyle dedim.

Orman Muafaza Memurluğu mesleğinde görevliyken yazar bu meslekte bir süre çalıştıktan sonra artık bilimsel bir bakışa yönelmiş ve ağaçların derinlerine inerken tüm duygularını, iletişim yönlerini, geçmişlerini en güzel ve hikâye şeklinde bu kitapta toplamıştır.

Her sayfada yeni ve hiç duymadığınız bilgilerle karşılaşıyorsunuz. Bu şaşırtıcı yanı ise fazlasıyla ilgi uyandırıcı bir okuyan icin. Kesinlikle okullarda okutulması gereken kitaplar arasında yer almalı diye düşünüyorum.

Ağaçların Gizli Yaşamı
Moira Butterfield - Pogo Çocuk - 2021
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Çocuk kalbiyle yazılmış, hem çocuk hem de yetişkin kitabı. İçinizdeki çocuğu ortaya çıkarıp, sizinle yeniden tanışmasını sağlayan hüzünlü olduğu kadar fazlasıyla sevimli bir kitap.
Olive küçük bir kız çocuğu.. Annesi öldükten sonra evde babasının peşinde sürekli dolanıp duran dev bir fil ile bizi karşılıyor. Bu fil babası mutsuz ve üzgün olduğu için sürekli babasının peşinde bir gölge gibi izini sürerken, babasını filden kurtarmak için elinden geleni yapıyor. Çabalıyor elinden geldiğince.

Cesur Olive'nin bizlere öğreteceği kocaman bir kalbi ve geniş bir hayal dünyası var. Dedesi ve yakın arkadaşının desteği ile babasını dev filden kurtarmayı başarabiliyor.

Yazarın anlatım diline hayran kalmamak elde değil. Ayrıca sizi bekleyen sürpriz bir son var.
Kesinlikle okunmalı.
Fil
Peter Carnavas - Can Çocuk Yayınları - 2023
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Çok şirin bir çocuk kitabı gibi görünse de, hayır sadece çocuk kitabı değil.. Senin, benim yani 80'li 90'lıların kitabı diyebilirim.

Okurken çoğu kez gülmekten karnınıza bazen de yanaklarınıza ağrılar girebilir mesela.
Küçükken hep o sorulan "büyüyünce ne olacaksın" sorusuna buna büyüyünce karar verilmesi gerektiğini söylese de okul tatillerinde dedesinin yanında bakkal çırağı olarak işe başlar Şermin. Böylece eğlenceli olayların ardı arkası kesilmez.

Okurken içinizdeki çocuğun büyümediğini, orada bir yerde muzurluk yapmak için bir köşede sizi beklediğini fark edeceksiniz.
Dedemin Bakkalı
Şermin Yaşar - Taze Kitap - 2018
@huriyecap
İnceleme
4 ay

Büyük bir çöl üzerinde uçağıyla kaza yapan bir pilotun "kazaya uğrayana kadar içimi dökecek gerçek bir dostum olmadan yapayalnız yaşadım" deyip küçük prensle yani içindeki çocukla tanıştığı ve bizi de bu serüvene kattığı, kimbilir kaç milyon kişinin hayatına dokunduğu harika bir kitap.

İçinde öyle güzel atıflar, öyle güzel yüreğe dokunan cümleler var ki. Küçükken okunan bu kitap bir çocuğun yüreğine ne kadar dokunabilir bilmiyorum ama büyüklerin okuyup hayatlarına dair çok şeyi değiştireceğine ve yön vereceğine eminim.

Bu kitabın filmi de mutlaka izlenmeli.
Küçük Prens
Antoine de Saint-Exupery - İki Eylül Yayınevi - 2022
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Tara Westover’un kendi yaşamını, hayat hikâyesini konu alıyor.
Tara'nın babası mormon tarikatı üyesi.
Mormon, hristiyanlığın bir türü olan ve kıyamet vaktinin çok yakın olduğunu düşünüp buna göre yaşayan çok sert şartları olan bir din. Bu yüzden babası çocuklarının okumasına asla izin vermiyor.

Tara ilkokul ve lise eğitimini alamadığı için üzülüyor fakat okuma ve öğrenme aşkı hiç bitmiyor. Kendi kendini eğitime adayan Tara kitaplardan öğrendiği bilgilerle kendini yetiştirmeye karar veriyor. Öyle ki bu yolculuğu profesörlüğe kadar sürüyor.

Okumanın, öğrenmenin ve en önemlisi de bilginin güç olduğunu öğrenince ayakta kalıp hayata tutunuyor.

Derin izler bırakan gerçek hikâyeleri okumayı seviyorum.
Talebe
Tara Westover - Domingo Yayınevi - 2019
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Kitabın başında ilk önce Felix ile tanışıyoruz.
Felix, ailesi tarafından sevgi görmemiş, ruhunda sevgi açlığı çeken genç bir delikanlı, doğaya ve hayallerine kaçarak kendini teselli etmeye çalışıyor.
Felix, birgün bir vadiye gidiyor ve baloda tıpkı beyaz bir zambağa benzeyen Henriette ile tanışıyor.

Henriette, ailesinin tek çocuğu. Soylu bir aile yaşantısıyla gençliğini geçirmiş, sevgi eksikliği çekmiş, zengin bir kont ile evlenmiş, çocukları olmuş, tıpkı Felix gibi sevgiye aç bir kontes kendisi. Felix konstesten yaşça küçük olmasına rağmen aralarında derin bir aşk yaşanıyor olsa da Henriette ilahi aşk diyebileceğimiz son derece güçlü aşkını kalbine gömüyor ve duygularını kalbinin en derinlerinde acı çekerek yaşıyor. Yani zoru başarıyor..


Bu kitap 18-20 li yaşlarda okunursa dikkat çekeceği nokta aşk ve tutku olabilir fakat 30 lu yaşlarda okumuşsanız eğer benim gibi, odak noktanız yazarın bu aşk ve tutkuyu anlatımında ki başarısı, kaleminin edebi yönü ve ona karşı duyacağınız hayranlık hissi ağır basacaktır.
Vadideki Zambak
Honore de Balzac - Remzi Kitabevi - 2008
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Sevgili dost ile başlayıp, 61 mektuptan oluşan faklı bir kitap türü.
Aslında okurken sıkılmış olsam da geçen gün YouTube kanalında bir arkadaşın seslendirmesine denk gelip dinledim. O kadar tatlı seslendirmiş ki tüm kitabı, şiir tarzındaydı.. pek sevdim.

Kitap bittikten sonra mektup yazmak istiyorsun kendine, bazen de gideceğini bilmediğin adreslere. Yazdırma hissi uyandırması güzel bir etki bence.

Sevgili dost, bu kıtabı okursan birşey kazanmazsın, okumasan da birşey kaybetmezsin, fakat herşeye rağmen okumak güzel şey sevgili dost :)

Posta Kutusundaki Mızıka
A. Ali Ural - Şule Yayınları - 2021
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Her satırının altını çizeceğiniz bir kitap olabilir mi? İşte tam da bu kitap tüm kadınlara öncü olacak, ışık tutacak, edebiyat adına fikirlerin, duyguların ve kendinin, varlığının farkına varmasını sağlayan bir kitap.

Birileri feminist dese de Virginia Woolf'a, hayır erkek düşmanı değil, kadınların yok sayıldığı, düşüncelerinin daha çok yok sayıldığı, sadece erkeklerin bu dünyaya egemen olduğu bir hayatı kaleme alarak, aslında biz kadınların da kendimize ait düşünebileceğimiz, dinlenebileceğimiz, birşeyler yazabileceğimiz kendimize ait bir odamız olsaydı herşey daha farklı olabilirdi diyor.

Yüz yıllar öncesine ait bu özel kadının kalemini hayranlıkla okudum. Şimdi kendinize ait bir oda bulun ve orada kendinize zaman ayırıp kendinizi dinleyin. Bu oda hayali bir oda da olabilir. Sadece sen ve düşüncelerinin olduğu kendini daha çok sevebileceğin bir oda.
Bunu yapabiliriz
Kendine Ait Bir Oda
Virginia Woolf - İlgi Kültür Sanat Yayınları - 2020
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Kitabın başında bizi iki dost karşılıyor. George çok zeki ve aklı başında işine sahip, Linnie ise aklı küçük fakat cüssesi gibi yüreği de kocaman bir adam.
Linnie sevgili dostu Geogre'nin sözlerine son derece önem veren ve onun sözünden çıkmayan ona sadık bir dost.
Her karakterin ayrı ayrı yorumlanması gereken, vicdan ve sevgi sorgulatan, hayaller ve umuda dair yürek burkan bir hikaye.
Ayrımcılığı, yok saymazlığı, ırkçılığı ve yine o döneme ait sınıflandırmayı konu alan, yazarın sade dili sayesinde gayet akıcı, etkileyici ve ders verici nitelikte çok hoş bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Fareler ve İnsanlar
John Steinbeck - Sel Yayıncılık - 2023
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Bazı şeylerin okulu yoktur.
Sevgi, şefkat, merhamet.. çocukların yarış atına dönüştürüldüğü şu zamanda, sınavlar, en iyi okullar, en yüksek puanlar derken ne hissettikleri, duyguları, ne istedikleri ve ne istemedikleri göz ardı ediliyor.
Bu kitap sizi kalp zekanız ile tanıştırıyor. Kalbinizi dinleyip, bir köşede dinlendiğinizi, bu telaşın, bu koşturmanın ne kadar da anlamsız olduğunu anlıyorsunuz.

Duygularına değer verilen, önemsenen bir çocuğun herşeyi başarabileceğine, gün içinde söylenen bir nasılsın? Seni seviyorum, iyi ki varsın sözleri ile daha güçlü ve özgüvenli çocuklar yetistirileceğine dair güzel fikirler ve analizlerle dolu bu kitabı okumak anne babalar için yol gösterici bir ışık diyebilirim.
Daha mutlu çocuklar yetiştirmek için, daha çok sevmek daha çok ilgilenmek düşüyor anne babalara. Yani hiç de zor değil aslında, hatta ve hatta çocukların deyimiyle bebek işi
Kalp Zekası
Isabelle Filliozat - Pegasus Yayınları - 2017
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Sene 1920'ler.
Clara henüz onsekiz yaşında ve karnındaki bebeğin sahibi olan genç adamla evlenmek istiyor. Çünkü ona deli gibi aşık. Babasına evlilik konusunu açtığında ise babasının farklı planları olduğunu, soylu ailesine soylu bir ailenin oğlu yakışacağını, kendi istediği adamla evlenmesi gerektiğini söylüyor. Clara asla bunu kabul etmiyor. Evden kaçmak istiyor fakat, başarmıyor. Ne mi oluyor, babası tarafından bir akıl hastanesine yatırılıyor.

Orada yaşadığı her şeyi, başına gelenleri, çektiği işkencelerin, bebeğinin ondan kopartılmasına dair ne varsa hepsini günlüğüne yazıyor.

Ve sene 1995.
İsabella, üvey ailesinin bir müze araştırması için akıl hastanesinin deposunu incelemesi ile eline geçen bir günlüğü okumaya başlıyor. Olayları hem Clara'nin hem de İsabella'nin dilinden okurken zamana yolculuk yapıyorsunuz. Ve benim çok etkilendiğim, nefesimin daraldığı sahnelerin olduğu, tek solukta okuduğum akıcı bir kitaptı.
Ardımda Kalanlar
Ellen Marie Wiseman - Arkadya Yayınları - 2015
@huriyecap
İnceleme
4 ay
sen,
beni asla,
asla tanımayan,
bir su birikintisinin
yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan,
hep,
ama hep yoluna devam eden
ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde
bırakan sen,
kimsin ki benim için?
herkese yürümüşsün caddeler boyu, bana gelince yorulmuşsun... oysa ben...
O elleri milyonlarca elin arasından tanırdım... kimdim ki ben senin gözünde?
yüzlercesi arasından sadece birisi, sonrasız sürüp giden bir zincirde
tek bir serüven halkası.
belki de insan
her şeyi içine atmaktan boğuluyor zamanla...
sizden benimle konuşmanızı rica ediyorum, çünkü kendi suskunluğumda boğulmak üzereyim...
dokuz yıl oldu
ve sesinin tek bir tonu değişmemiş...
bağışla beni,
eğer kalemimin mürekkebine
arada sırada bir damla acı da karışıyorsa,
evet bağışla...
insan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler
ve hiçbir şey olmaz. bekleyip durur insan.
hiçbir şey olmaz.
insan bekler, bekler, bekler...
şakakları zonklayana dek
düşünür, düşünür, düşünür...
hiçbir şey olmaz.
insan yalnız kalır... yalnız...
yalnız...
insanlar, insanlar, bana ne insanlardan ?
yaşın ilerledikçe
kimseyle uğraşasın gelmiyor,
kendini yetiştirememiş insanlardan
uzaklaşıyorsun..
nedenini bilmiyorum ama artık hissizleştim.
boğucu yalnızlık duygusundan
kimse beni çekip çıkarmıyor.
evde bir ölü yaşıyor,
fark etmiyor musunuz?
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Stefan Zweig - Ren Kitap - 2017
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Turgut ve Selim karakterleri çevresinde gelişen olaylar üzerinden sevgili yazar bir çeşit kendini ifade etmeye, anlaşılmaya çalışmış. Her yazar aslında anlaşılmak istemez mi, bunca yazdıkları bu amaç için değil midir?

Turgut, hayata tutunamayan arkadaşı Selim'in hayatından kopup gitmesi ile psikolojik sorunlar yaşıyor hatta bir süre arkadaşının ölümüne inanamıyor. Turgut, çok sevdiği arkadaşı Selim'in ölümüne dair bilgiler toplamaya çalışırken karşısına çıkan karakterlerle kendi hayal dünyasında konuşmalar yaparak, okuyucusuyla derin bir içsel yolculuğa çıkıyor.

Hayata dair ne varsa hepsi bu kitabın sayfalarında. Öylece bir çırpıda okuyup kolayca biten bir kitap da değil aslında... Zamana yaya yaya tadına vara vara keyfini çıkara çıkara okunabilecekler arasında.

Gel seninle bir kez daha ağlayalım diyordu Oğuz Atay, Yaşanmışlara, yaşanmamışlara, bir de hiç yaşanmayacaklara...

Tutunamayanlar - Bütün Eserleri 1
Oğuz Atay - İletişim Yayınevi - 2024
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Baş karakterin adı kısaca, Ka
Kitabın adı, Kar
Olayların geçtiği yer, Kars
Ka'nın Kars'ta kaldığı otelin adı, Karpalas

En hoş tabirle; Ka, Kar, Kars, Karpalas

Yazar, kadın intiharlarının artması ve eski bir davası için Franfurt'tan Kars'a gelen şair Ka'nın karşılaştığı olaylar döngüsünü, siyasal boyutunu, aşkını, farklı karakterler adı altında şefkati, hırsı, kıskançlığı, mantığı, sosyal ekonomik kavramları ve dahasını konu olarak işliyor .
Kars'ın yağan karını, o dar sokaklarını, tren istasyonunu, bembeyaz güzelliğini okurken oraya gitmeyi ne çok hayal etmiştim. Şimdi yazarken hala orayı görmeyi istediğimi farkettim.
Okurken bazı satırlarında rahatsız eden düşünceleri olsa da, yazarın son sayfadaki açıklaması ile birçok yere çekilecek olan bu kitabına bakış açısını değiştirdiğine inanıyorum.
"Bana göre romanlar, insanlar hakkında ahlaki yargılar vermek için değil, onları anlamak için yazılır."

Kar
Orhan Pamuk - Yapı Kredi Yayınları - 2023
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Çiçikov, Rusya'da kasaba kasaba dolaşıp toprak sahiplerinin malı olan köle köylüleri satın alıyor. Ama istediği köylüler çalışmayı iyi bilen ya da sağlıklı olanlar değil tam aksine ölü olanlar. Yani ölü canlar adını buradan alıyor..

Zamanın yasalarına göre, toprak sahipleri topraklarının sınırları içinde yaşayan insanların sayısına göre vergi ödemesi gerekmekte. Bu şekilde para kazanan üç kağıtçı ve pek sevimli bir karakter olan Çicikov aynı şekilde başka bir kasabaya doğru yol alıyor ve oyununu burada da sürdürmeye çalışıyor. Herkes onu zengin ve varlıklı biri zannediyor. Peki ya sonra.. hep olduğu gibi yalancının mumu yatsıya kadar yanıyor. Bütün bu oynadığı oyunlar ayağına dolanıyor. Ve Çicikov başka maceralarla yoluna aynı şekilde devam etmek için o kasabayı da bir önceki kasaba gibi terk ediyor mu?
spoinin fazlası da iyi değildir :)
Ölü Canlar
Nikolay Vasilyeviç Gogol - İş Bankası Kültür Yayınları - 2024
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Dostoyevski bu kitabı 25 yaşında yazmış ve ilk eseri olarak adlandırılıyor. "İnsancıklar" kitabı aslında diğer kitaplarında da çokça karşılaştığımız yoksulluk, hüzün, sefalet, beş parasızlık, özguvensizlik ve kıyıda köşede hissettirilen aşk konuları fazlasıyla ön planda.

Kitabın asıl adı "Zavallı Yoksul İnsanlar"mış, bunu da şimdi öğrendim. Makar ile Varvara'nın birbirlerine yazdıkları mektuplardan oluşuyor tüm içerik. Yoksulluğun pençesinde olan bu iki kişinin yaşadığı aşk da tam anlamıyla bir çaresizlik diyebiliriz. Fedakarlıklar, dramlar ve o kadar acı içeriyor ki...Okurken resmen yüreği sızlıyor insanın. Mesela bir mektubunda yamatmaktan aşınan çizmelerinden bahsediyor Makar, bir diğer mektuplarında ise okudukları kitapların tahlillerini yapıyorlar karşılıklı.

Yazar o dönemin şartlarını çok iyi yansıtmış herzaman ki gibi. Keyifle değil de biraz içiniz burkularak okuyabileceğiniz kitaplardan. Ağır bir dili yok, anlatımı ise sade akıcı.
İnsancıklar
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski - Maviçatı Yayınları - 2021
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Kitap, ıssız adaya düşen bir gurup çocuğun yaşadığı olayları konu alıyor.
Bu olaylar aslında biz yetişkinlerin her an karşılaştığı iyilik, kötülük, paylaşma, bölüşme, derinlik, liderlik, iyimserlik, karamsarlık ve adalet gibi duygu ve kavramları yazar, usta bir şekilde çocuklar üzerinden anlatıyor bize.
Aralarındaki çatışmalar kimi zaman gerçek hayattaki savaş zemininin nasıl hazırlandığına dair fikirler de veriyor okuyucuya.
Kitabın ismi nereden geliyor diye merak ediyor insan ilk başta. Kısaca, çocuklardan biri ormandaki bir gezinti sırasında bir domuz başı ile karşılaşıyor. Bu domuz başının etrafı çok kötü bir şekilde sineklerle doludur ve bu kafaya sineklerin tanrısı adını veriyor.
Bulunan isimler, kurallar, amaçlar herşey o ıssız adadan kurtulmak adına verilen uğraşlar olsa da, o çocukların bizlerin aynası olduğunu gösteriyor bu eser.
Zamanla insanın şekillenmesi, ailesinden aldığı terbiyesi, mizacı ve karakteri sayesinde oluşuyor.
Akıcı bir dil ve merak uyandırıcı konusu ile keyifle okunacak, ders alınacak kitaplar arasında.
Sineklerin Tanrısı
Sir William Gerald Golding - İş Bankası Kültür Yayınları - 2024
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Bu kitabı yıllar önce Beyoğlu Sahaflar çarşısından almıştım.. sahafların çok ayrı bir dünyası var.. sayfalar arasında sıkışıp kalmış hatıralar var. Birilerinin ruhuna dokunan satır altları çizilmiş, kitabın üzerine bırakılan nottaki tarihe bakınca ise o kişi çoktan bu dünyadan göçüp gitmiş. Bazen de bakarsınız ki kenarda köşede bırakılan bir not alıp sizi o kişinin hayatına sürüklemiş. Bu hisler yepyeni bir kitabı okurken yaşanmaz mesela.

Dokuzuncu hariciye koğuşu, ruhu ile bedeni arasında sıkışıp kalmış bir çocuğun hikâyesini, ızdırabını, aşk acısını ve canhıraş ağrılarını konu alıyor. Okurken etkilenmemek elde değil. Yazarın edebi dili muhteşem. Hele ki betimlemeleri...

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Peyami Safa - Ötüken Neşriyat - 2024
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Ali bey, Mahpeyker ve Dilaşub.
Kitabın ana karakterleri bu üç isim ve bunlar arasında geçen mevzuları konu alıyor.
Ali bey iyi bir ailede yetişmiş, terbiyeli, saygılı tam bir İstanbul beyefendisi. Birgün arkadaşlarıyla eğlenmeye gittiği yerde Mahpeyker ile tanışır ve ona fena derecede aşık olur.. Mahpeyker de Ali beye aşık olur fakat kimliğini Ali beyden gizler. Çünkü kötü yola düşmüş bir kadındır.
Zaman sonra Ali bey gerçekleri öğrenip, Mahpeyker'i terk eder.

Ali bey'in annesi oğlunu bu durumdan kurtarmak için güzeller güzeli ve tam bir hanımefendi olan Dilaşub'u cariye olarak evlerine alır. Ali bey Dilaşub'a gönlünü kaptırır. Mahpeyker'e bir mektup gönderir. Mektubunda "ben gönlümü koyacağım namuslu bir yürek buldum" sözleri Mahpeyker'i fazlasıyla gücendirir. Ve böylece intikam çanları çalmaya başlar.

Eserin güzelliğine hayran kalmamak elde değil. Anlatım, heyecan, akıcılık hepsi şahane.
İntibah
Namık Kemal - Maviçatı Yayınları - 2018
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Şam'a gelin giden Piruze'nin gerçek bir yaşam öyküsü.
Babasının diplomat kimliği sebebiyle sürekli ülke değiştiren bir aileye sahip Piruze. En son Suriye'nin Şam şehrine tayini çıkıyor babasının. Piruze burada gönlünü yakışıklı ve çok da romantik olan Wassim'e kaptırıyor. Güzel sözler ve şiirleri Piruze'nin aklını başından alıyor âdeta. Ailesinin karşı çıkmasına rağmen Wassim ile evleniyor, üç tane de erkek çoğu oluyor. Ve bu masalsı rüya bir anda kâbusa dönüşüyor. Kıskançlıklar, şiddet, aldatmanın ardı arkası kesilmiyor.

Gerçek hikaye olması kitabı okurken daha bir sarıp sarmalıyor okuyucuyu. Aşk, evlilik, aile hasreti, vatan özlemi, kaçış, kaçamayış, hüsran, yeniden kaçmaya çabalayış.. ve sonunda çocuklarını geride bırakan gözü yaşlı bir kadının çaresizliğine dertlenirken buluyorsunuz kendinizi. Çocukları geride kalan bir annenin tesadüflerle, yıllar sonra evlatlarına kavuşma anına tanıklık ediyorsunuz. Bu kitabın devamı da var fakat ben henüz okumadım.

Bazı sahneleri gerçekten de yürek dağlayan cinstendi.
Okuyalı dört yıl kadar oldu sanırım. Aklımda kalan kadarıyla su gibi akıp giden bir anlatıma sahipti.
Piruze
Sinan Akyüz - Alfa Yayınları - 2023
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Kimya Hatun'un babası vefat edince annesi Kerra, Mevlana ile evlenir. Hayatları Konya'da geçer. Mevlana'nın üvey kızı olan Kimya Hatun'u konu alan kitap çocukluğuna, gençliğine ve hayallerine yer verir uzunca bir bölüm. .

Mevlana'nın verdiği terbiye ile büyüyen ve tertemiz yürekle aşkı arayan Kimya Hatun, beşeri aşkı bir kenara bırakarak Şems-i Tebrizi vasıtasıyla ilahi aşka ulaşıp Şems ile evlenir. Bu evlilik Kimya Hatun'un hastalığı ve daha sonra da vefatı üzerine çok kısa sürse de akıllarda kalan gerçek aşkın ne olduğu, yaşadığımız aşkın hayatımızın neresinde ve nasıl durduğudur.
Kimya Hatun - Aşkın Gözyaşları 3
Sinan Yağmur - Kapı Yayınları - 2024
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Veysel Karani'nin Peygamber Efendimize olan aşkını öyle hüzünlü öyle derinden anlatıyor ki Sinan Yağmur, etkilenmemek, bu aşk yolculuğunun içinde kaybolmamak, duygulanmamak elde değil.
Veysel Karani kör ve yatalak olan annesine tek başına bakmaktadır. Bir gün peygamber efendimizin yakınlarına geleceğini duymuştur. O'nu o kadar çok görmek istiyordur ki ama annesini bırakacağı kimse yoktur. Bu peygamberimizi görme aşkını annesi evladının yüreğinde hissedip, gitmesi için Veysel Karani'ye ısrar eder.
Veysel Karani uzunca yolları geçip, gideceği yere vardığı vakit, peygamberimizin oradan ayrıldığını öğrenir.
Vakit kaybetmeden çabucak annesinin yanına geri döner
Peygamberimizi görememenin hüznünü yaşarken, bir gece rüyasında Peygamber Efendimizin ona hırkasını hediye ettiğini görüyor. Annesine böylesi güzellikte bakan, onu bebekler gibi besleyen Veysel Karani'ye gerçekten de peygamberimiz hırkasını hediye bırakıyor.

Yıllar öncesinde bu kitabı okumama rağmen, o aşkın güzelliği, o annenin hayır duasını ve Veysel Karani'nin Peygamberimize olan gönül bağını hâlâ yüreğimde hissedebiliyorum.

Evet, belki bulunduğumuz ortam ve o ortamdaki insanlar hayatımızı etkiler fakat, okuduğumuz kitaplar da hayatımıza mutlaka yön verir. Bu kitaptaki aşka yolculuk, bizim yolculuğumuzun nereye gittiğine, gideceğine, gitmesi gerektiğine yön verebiliyor fazlasıyla.

Aşka Yolculuk
Sinan Yağmur - Kapı Yayınları - 2023
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Bazı kitaplar defalarca okunmayı hak eder.
Bu kitap da onlarda biri.

İçinizin huzur dolacağı, başka dünyalara gideceğiniz, aşk'ı bulacağınız ama gerçek aşkı, sadeceleşip Allah'a teslim olacağınız, daha başka bir deyimle Allah'ın o saran, koruyan, affeden, merhamet eden, varlığıyla herşeye gücü yeten olduğunu hissetmenize bir kez daha fırsat veren bu kitap okunmaya fazlasıyla değer.

Yazar, Allah'ın kelamını kendi sayfalarına döküp okuyucuya sunmuş duyguları eşliğinde.
Allah'ın kelamı okunmaz mı?
Allah De Ötesini Bırak
Uğur Koşar - Destek Yayınları - 2022
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Yazarla ilk olarak "çocuklar ve çiçek mezarlıkları" kitabıyla tanışmıştım. Anlatımı o kadar güzeldi ki; bir çiçek olup sulanmak, sevgisiyle günden güne boy almak, eğitimi ile etrafa gül olup kokumu salmak istemiştim. Hatta fazlasıyla beğenip, kızımın öğretmenine hediye etmiştim.
Sonrasında çok pişman olmuştum, çünkü yenisini alıp hediye etmeliyim, kitaplığımda olmalıydı bu çok sevdiğim kitap demiştim.

Ve bu patika nereye çıkar; birçok öyküden oluşan, değişik karakterlerle beni tanıştıran, ortaya karışık diye tabir edebileceğim farklı bir kitaptı benim için. Belli bölümleri ütopik, yer yer fantastik, kimi öyküler ise duygu yüklü ve dramatikti. Okurken kendinizi öykü avına çıkmış bir avcının avucuna düşmüş şaşkın bir ceylan gibi hissedebilirsiniz

Yazar yani Tuğba hanım, Türkiye'nin en büyük okuma grubu olan @evladimsanadiyorum kurucularından biridir. Eğitime yönelik kitaplar ile birçok kitleye ulaşarak binlerce kişiyle her geçen gün büyüyor, ilk kitabındaki çiçekler gibi etrafa kokumuzu yaymaya devam ediyor. Ve ben bu ekibin içerisinde yer aldığım için çok mutluyum.
Hep daha iyiye ve daha güzele dileklerimle.

Bu Patika Nereye Çıkar?
Tuğba Coşkuner - Cezve Kitap - 2021
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Aşk insana neler yaptırmazı bu kitapta görebilirsiniz. Martin Eden aşkı uğruna genç bir işçiden başarılı bir yazara dönüşen hayat mücadelesini, kendini keşfetmeyi, kesfettikçe hazineye ulaşmayı ve bu sayede okuyucusuna böyle şahane bir edebi eser bırakmayı aşkı sayesinde ortaya çıkardı desek yeridir.
Okurken sanata da doydum, edebiyata da. Aşk'a da doydum, yazarlığa doğru giden o güzelim yolculuğa da. Martin'in yürüdüğü yolların izini sürmek, onunla birlikte hayal kırıklığına uğramak, çoğu kez onun adına üzülmek ama bir o kadar da başarısına şapka çıkarmak son derece keyifli bir yolculuktu.

Bilmediğim birçok kelimeyle, duymadığım bir kaç çiçek adıyla tanıştım. Hepsini de çok sevdim.
Martin Eden
Jack London - İndigo Kitap - 2018
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Kitabı okumaya başladığımda yazarın daha önce okumuş olduğum bir diğer kitabı olan "Elveda Haziran"ın konusunu az da olsa hatırlattı bana.

Yine küçük sevimli ve huzur dolu bir kitabevi, yine kitapların sayfa aralarında saklanan anlamlı mektuplar ve yine heyecan dolu sürpriz sonlu oyunlar saklıydı yazarın satırlarında.
"Kitap bahçesi" bir kitabevine verilebilecek en güzel isim olabilirdi...

Eşinden henüz ayrılan Valentina, çocukken annesi tarafından terk edildiği için annesine kırgın olsa da ölüm haberinin ardından vasiyetnamesi üzerine Amerika'dan Londra'ya rotasını çevirir. Kafası ve duyguları karmakarışıktır. Zamanla bilmediği sırlarla ve annesinin geçmişe dair yaşadığı duygularıyla o küçük mektuplar sayesinde yüzleşir.

1960 lı yıllar ile 2010 lu yıllar arasında gidip gelen bir hikâye. Bir bölüm Valentina'yı anlatırken bir diğer bölüm annesi Eloise'i anlatıyor.

Çok sevdim.
Londra`dan Sevgilerle
Sarah Jio - Epsilon Yayınevi - 2022
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Yapma dedim, kırk söyledim sana ama hâlâ aynı şeyi yapıyorsun dediniz ama çocuğunuzun davranışlarında hiçbir değişiklik olmuyorsa Ziya Selçuk diyor ki, "cümleyi değiştirin, üslubu değiştirin, tekniği değiştirin". Birşeyleri değiştirin işte.

Güzel bir girişle bizi karşılıyor sayın eski bakanımız. Yıllarını çocuk gelişimi ve eğitimi alanına adamışlığını, bakış açısını, sık sık kullandığımız dil kalıplarını, deyimleri, imaları ve bir çok güzelliği bu kitabında toplamış.
"Annem Ayna'nın aziz hatırasına" derken daha ilk sayfasında, hâlâ sevilecek çocuk yanını görebiliyoruz aslında. Kimler büyüdü ki. Şimdi herkes kocaman mı? Büyük adam mı olduk, iş kadını, iş insanı!...

Çocuk çocuk konuşma, çocuk musun sen, çocukluk yapma... Çocuk kalabilmek kadar güzel birşey var mı bu hayatta. Onların dünyası kadar güzel bir dünya, henüz kirlenmemiş bir dünyada yaşayan kimler kaldı ki sahi. Geçenlerde kızım eline oyuncak bir bebeğinin ayakkabısını almış "uçan ayakkabının hayalleri" diye bir oyun oynuyordu kendi başına. Mutfakta yemek yaparken kulak misafiri oldum. İçindeki prenses uyuduğu için yolunu kaybetmiş, gitmiş gitmiş taaaaa uzaklara gitmiş ama bir türlü yolunu bulamamış. Çok üzgünmüş ayakkabı. Çocuklar hepimizin ilham kaynağı değil midir? Sonra oturdum uçan ayakkabının hayalleri diye bir masal yazdım. Biliyorum ki onların hayatımıza dokunan sihirli güçleri var.

Bu kitapla birlikte yetiştiriLme tarzımızdan yetiştirme tarzımıza kadar neler neler var. Elimizin altında bir miras diyebilirim. Belki de bir sözlük. İçinde çocuk geçen tüm cümlelerin yer aldığı şahane bir sözlük..

Okumak için anne baba, öğretmen olmaya gerek yok. Hadi okuyun. Okuyalım. Anlayalım. Uygulayalım. Belki de sadece herşeyi akışına bırakmak lazımdır. Oynamak, terlemek, kirlenmek ve akşam eve geldiğinde yorgunluktan uyuya kalmak kadar basit bir hayattır bu kuralsızlık.

Siz hâlâ büyümediniz mi? Çok şanslısınız o halde :)
Kırk Kere Söyledim
Ziya Selçuk - Kronik Kitap - 2022
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Uzun zamandır bu kadar sıkılarak okuduğum
bir kitap hatırlamıyorum. Veronika ölmek felan istemiyor. Hayatının değişmesi, ölümle olan bağının kopması için yeterli bir neden aslında...

Veronika güzel, hayatı güzel, işi güzel... Belki de işlerin biraz yolunda gitmemesi, zorluklarla mücadele etmesi gerekiyordu.

Yaşamdan keyif almayan, basit nedenlerle ölmek isteyenlere karşı bir antipatim var. Daha doğrusu ölmek isteyenlerin tümüne karşı. Bu kitap için de aynı şey geçerli.

Foostenelle diyor ki; İnsanların elinden hayalleri alınacak olursa, başka ne zevkleri kalır? Veronika hayal kurmayı biraz olsun başarabilseydi belki de tüm bunlar başına gelmeyecekti.

Kitabın ilerleyeşindeki sorunun kaynağı heyecansız oluşu, yazarın duygularını ve düşüncelerini paylaşacağı cümleleri karakterlere yüklemesi diyebilirim.. yani zırt pırt birisi akıl hocası kesiliyor başımıza. Bu ise okuyucuyu yoruyor, samimiyetsiz geliyor bir anlamda.

Kısaca sevemedim.

Bu kitabın benim için tek anlamı, bir Beyoğlu hatırası olması.
Veronika Ölmek İstiyor
Dilara Bozoğlu - Can Yayınları - 2024
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Kitabın ana karakterleri, kitabın adından da anlaşılacağı üzere dört ayaklı hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan bu hayvanlar artık sömürülmek istemedikleri için onları sömüren insanlara karşı başkaldırırlar. Eşitlik isterler, aynı şartlarda yaşamak, özgürlük ve adalet.. bir yoldaşlık yolculuğu başlar aralarında. Dizginler, yularlar, meşin göz siperleri ve onur kırıcı yem torbaları, avluda çöplerin yakıldığı bir ateşe atılır. Ve tabi ki bir lider belirlenir. Kurallar koyulur, yedi emirlik bir liste çiftliğin duvarına yazılır. 7. emire göre " bütün hayvanlar eşittir."

Evet, belli bir süre eşittir. Fakat zamanla işler değişir. Emirler kelime oyunlarıyla, lider olan domuzlar tarafından onların menfaatleri doğrultusunda dönüşüme uğrar. "Bütün hayvanlar eşittir, ama; bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir" olur. Çevirmenin yorumuyla "bir baskı biçiminin yerini, başka bir baskı biçimi almıştır." Hayvanların eski efendileri insanlar ile yeni efendileri domuzlar bir aradadırlar artık. İnsanlar domuzlara, domuzlar insanlara dönüşmüştür, ne acı.

Ne kadar masal kitabıymış gibi görünse de aslında sonu korkunç sonla biten eleştiri ve yergi temalı bir kitaptır hayvan çiftliği.
Hayvan Çiftliği
George Orwell - Can Yayınları - 2023
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Nereden başlamalı bu değerli kitabı yorumlamaya...
Okuduğumda 20li yaşlardaydım. Bu kadar sevgi, her sayfada sevgi, her cümlede sevgi deyip anlam ve önemini yıllar sonra bir daha yeniden okuduğumda kavrayabildim anca. Sevgiye ve sevenlere dair yazılmış nadide bir eser.
Kitabı iki bölümden ele alacak olursak ilk bölümde, güvercin gerdanlığı üzerine, sevgiye ve sevenlere dair aşk deryasından inciler sunan ve edebi klasikler içinde hak ettiği yeri alan İbn Hazm'ın değerli eseri yer almaktadır.
İkinci bölümde ise, Endülüs Edebiyatı hakkında ayrıntılı bilgiler sunulmuş, tarihsel dönemler belirtilmiş, bazı şair ve yazarların hayatları ve eserleri konu alınmıştır. İbn Hazm'ın edebi kişiliği, aşk anlayışı, yaşadığı aşklara dair bilimsel ve düşünsel eserleri anlatılmıştır.

Sevda hastalığından bahsederken, sevme eyleminin hiçbir kitapla ve hiçbir inançla yargılanmayacağını söyler İbn Hazm. Aslında en büyük ihtiyacımız da imtihanımız da yine sevmekten geçmez mi? Sevgi karın doyurmaz derler. Anne evladına sarıldığında çocuğunu sevgisiyle doyurur. Sevgisiz bir dünyada yaşanabilir mi? Oruç tutarken acıkmayız. Allah'a olan sevgimiz değil midir bizi tok tutan. O güçlü bağ sayesinde gözümüz de karnımız da doyar. Sevmek pek de yabana atılabilecek bir kelime bir duygu bir eylem değildir.

Öyle özel sevdalar saklı ki bu kitabın içinde, belli başlı dünya dillerine çevrilmiş ve Mahmut Kanık tarafından Türkçe'ye de çevrilerek bu eser artık elimizin altında edebi bir çalışma olarak yer almıştır.
Güvercin Gerdanlığı
İbn Hazm - İlgi Kültür Sanat Yayınları - 2020
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Şuan kitaba bakıp yazarını düşünüyorum. Hayal dünyasını ve duygularını... Bazı insanlar yazar olmak için yazar bazıları ise sadece yazar ve ortaya böylesi masum, sevimli, yaratıcı, naif bir kitap çıkar.

Kim böylesi iyimser bir büyükanneye sahip olmak istemezdi ki. Torunu Juliet için küçükken de kendinin kullandığı endişe ağacına endişelerini bırakıp, gece yastığına başını koyduğunda artık endişeleriyle ağacın dallarındaki hayvanlar ilgileneceği için rahatça uykuya dalmasına yardımcı oluyor. Ağacın gövdesinde ki çukura ise tüm anlamsız sorunlarını bırakıyordu Juliet. Zamanla tırnak yeme gibi kötü alışkanlığını ve stresli iken tutan kaşıntı krizlerinden kurtuluyor. En güzeli de şunu söylüyor kendine Juliet, "her türlü krizin üstesinden gelebilecek kadar becerikli bir insanım."

Bırakın çocukları, yetişkinlerin bile günlük hayatta yaşadığı, karşılaştığı bir çok sorun vardır. Kimi bunlarla baş edebilir fakat kimi hassas kalpler de bu sorunların altında ezilebilir. Juliet ve büyükannesinin endişe ağacı gibi bizim de endişelerimizi asabileceğimiz bir askı, bir ağaç, bir kapı başı olmalı. Böylece eve girerken hepsi dışarıda kalmalı.

Çok kalbe dokunan bir kitaptı.
Endişe Ağacı
Marianne Musgrove - ALTIN KİTAPLAR - ÖZEL ÜRÜN - 08.08.2023
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Od, İskender Pala'nın bir Yunus romanı.
Her kitabın bir anlamı ve yürekte bıraktığı bir izi olmalı. Bu kitap da benim için o iz bırakanlardandı. Okuyalı on beş yıl olmuş.

Hayatı keder içindedir Yunus Emre'nin. Sevdiklerini birer birer kaybeder. Sırtında öyle büyük bir yük vardır ki, onu Yunus Emre yapan da bu yükün altından kalkabilecek yüreğe ve imana sahip olmasından geçiyordur.

Hepimizin bir yolculuğu var. İşler biraz sarpa sarsa, biraz zorlansak dünyanın en dertli kulu biziz zannediyoruz. Oysa bizim yaşadıklarımız onlarınkinin yanında.... ne derler; devede kulak kalır.

Od
İskender Pala - Kapı Yayınları - 2021
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Mata Hari
Haksız yere casuslukla yargılanarak idam edilen Mata Hari'nin savcısı Andre Mornet'in şu sözleri insan hayatının hatta bir kadının ne kadar ucuz olduğunu içimi yakarak özetledi kitabın sonunda.
"Aramızda kalsın ama elimizdeki deliller o kadar yetersizdi ki bir kediyi bile mahkum etmemize yetmezdi."
Casus
Paulo Coelho - Can Yayınları - 2023
#çocuk edebiyatı - @huriyecap
İnceleme
4 ay
Nohut adam tıpkı bir nohut gibi kafası çıplak, saçları uzamayan ve arkadaşları tarafından sürekli dışlandığı için kendini evinden dışarıya çıkarmayan, zaman sonra değişik şapka tasarımlarıyla tüm gözleri üzerinde toplayan umut dolu bir karakter..

Okullarda yaşanan zorbalıklara karşı farkındalık oluşturabilecek sımsıcak bir kitap.
Nohut Adam
Anıl Basılı - Timaş Çocuk - 2024
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Herkes zürafa resmi çizebilir...

Resim derslerini çok seven Moni, ilginç şekiller çizmeye ve boyamaya bayılsa da bir türlü zürafa resmi çizemiyordu.
Öğretmeni Moni'yi zürafa resmi çizmesi konusunda fazlasıyla cesaretlendiriyor. Peki Moni sıradan zürafa resimleri mi çiziyor dersiniz?
Tabi ki hayır!

Kendini keşfetmek ve hayal etmek isteyen herkesi büyüleyici dünyasına çeken oldukça keyifli bir kitap.

Ben ve kızlarım bayıldık.
Benim Zürafam Uçabilir
Mert Arık - Timaş Çocuk - 2024
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Hayatının neredeyse son otuz yılını hergün ağaç dikerek geçiren, kahverengi bomboş arazileri yemyeşil gür ormanlara çeviren mucizevi bir adam.
Kitabı 8/12 yaş grubu bölümünden aldım. Eve gelene kadar da bitti. Kısacık ama derin, önemli, verdiği mesajla hayata yön veren, sonunda bunun bir kurgu olduğunu söylese de yazar, düşünsenize gerçek olduğunu, hayal etsenize, neden gerçekleşmesin ki hayatımızda böyle bir mucize, dedirten minnoş bir eser. Çocuk kitabı yani. Çocukluğumuzda okuyamadığımız ama okumamız gereken ne çok kitap var. Bu açığı kapatabiliriz.
Ağaç Diken Adam
Jean Giono - EVEREST YAYINLARI - 08.03.2022
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Çocukluk döneminde yaşanan travmaların ileride nelere yol açacağı, bu sorunların nasıl üstesinden gelineceğine dair tam bir yol haritası.

Okuma grubumuz sayesinde tanıştığım bir kitap.
Kesintiye Uğrayan Çocukluk
Donna Jackson Nakazawa - Diyojen Yayıncılık - 2021
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Herkes bir tren hikâyesi yazabilir

Bir tren hikâyesi yazma ödevi verilen çocuklar hayallerinin sınırlarını zorlayarak neler mi yazabilir dersiniz?
Kelime avcıları işe önce kelimeleri toplamakla başladılar. Sonra bu kelimeleri konserve şişelerine saklamaya karar verdiler.. e bütün kelimelere ihtiyaçları vardı ve her kelimenin kullanılacağı bir zamanı vardı. Şişeler epeyce yer kapladı.
Sonra ilham aramaya koyuldular, sorular sorup, ilginç cevaplar buldular.
Birliktelik, dostluk, paylaşma, hayal kurma, kitap yazmaya varıncaya kadar düşünce özgürlüğü sunan müthiş keyifli bir tren yolculuğuna çıkarıyor sizi bu kitap.

Kitabın sonunda yazarın şu notunu çok sevdiğimi de belirtmeliyim "....büyüdüm, hayatımda trenler hep oldu. Yetiştiğim, geciktiğim, kaçırdığım, yolunu gözlediğim trenler.. şimdi şunu çok iyi anlıyorum ki bir insanın hayal edebileceği en büyük hikâyeler aslında yüreğinde sakladığı hikayelermiş."
Uzaya Giden Tren
Mert Arık - Timaş Çocuk - 2024
@huriyecap
İnceleme
4 ay
Addie'nin sözleriyle konuya girmek istiyorum öncelikle. "Okumak, aşırı gürültülü ve nezaketsiz bir dersin ardından yapılacak en sakinleştirici şey."

Evet, öyleydi.. 11 yaşındaki genç bir kızın hâlâ bebek gibi yazı yazdığını söyleyerek elindeki kağıdı alıp yırtan ve ona öfkesini kusan bir öğretmene sahipti Addie. Böyle zamanlarda öğle arası ya da okul çıkışlarında mutlaka iyi hissettiği okul kütüphanesinde bulurdu kendini. Tek arkadaşı Jenna idi. Jenna ile Emily arkadaş olduktan sonra ise Addie artık yalnızdı. Ta ki Audrey ile tanışana kadar.

Anlayışlı anne babası ve iki ablası vardı Addie'nin.. Ablasının biri tıpkı kendisi gibi otistikti. Ailede tek üniversiteye giden otistik ablası Keedie idi. Onun en iyi dostu. Sırdaşı ve onu en iyi anlayandı Keedie...

Bir gün okulda, yaşadıkları şehrin geçmişini konu alan bir ders işleniyor ve eskiden dünyanın birçok yerinde ve aynı zamanda kendi şehirlerinde cadı oldukları için yargılanıp idam edilen kadınları anlatıyor öğretmeni bayan Murphy. Davranışları diğer insanlardan farklı olduğu için onların cadı olduklarını, büyü yapıp insanlara zarar verdiklerini düşünüyorlar. Hayatları elinden alınan bu kadınlar için çok fazla empati kurup kendini tıpkı o kadınlar gibi hissediyor Addie. Bu durum onu fazlasıyla rahatsız edip üzüyor. Belki de o zamanlarda yaşasaydı kendisinin de farklı olduğu için idam edileceğini ya da işkence görerek öldürüleceğini düşünüyor. Onların anısına şehre bir tabela asılması için elinde geleni yapıyor. Önce bu fikrini kimse önemseyip değer vermese de asla vazgeçmiyor bu istediğinden.. Ve sonunda başarıyor. Kararlı olmak çoğu yolun ve tabelanın anahtarı olsa gerek. Böylelikle doğru bildikleri için mücadele veren genç bir kızın heyecan verici hikayesi beni sarıp sarmalıyor.

O kadar çok empati kurup içselleştirdim ki kitaptaki karakterleri, çoğu bölümlerinde fazlaca duygulandım diyebilirim. Duyguları, davranışları diğer insanlardan farklı olduğu için dışlanmış hisseden ve bu hissi okuyucuya böylesi başarıyla aktarabilen yazara teşekkür ederim güçlü kalemi için. 19 ödül alması elbetteki tesadüf değil bu kitabın.

Böylesi güzel kitaplarla tanışmama vesile olan @evladimaanadiyorum ekibine sevgilerimi ve kalbimi bırakıyorum.

Yazarın kendi sözleriyle bitirmeli belki de. "İyi kitapçılar tıpkı iyi öğretmenler gibi hayat kurtarıcı oluyor."
Bir Tür Kıvılcım
Elle Mcnicoll - Genç Timaş - 2023