Fransa'nın güneyindeki Albi Sainte Cecile Katedralinde bulunan 15. yüzyıldan bir freskte Mahşer Günü'nden bir sahne tasvir edilmiştir. Çarşaf gibi açılmış bir parşömen tomarının altında geri çağrılmış ruhlar kaderlerine doğru yürürler, hepsi çırılçıplaktır, göğüslerinin üzerinde açık duran birer kitap taşırlar. Dirilmiş okurlar taburunda Hayat Kitabı bölünerek bağımsız ciltler dizisi olarak yeniden dağıtılmıştı, böylece Vahiy'de debelirtildiği gibi ölüler "kitaplarda yazılanlara bakılarak yaptıklarına göre" yargılanabilirdi. Fikir bugün de kabul görmektedir: kitaplarımız lehimizde ya da aleyhimizde tanıklık edecek, kitaplarımız şimdi ve önceden kim olduğumuzun aynası olacak, kitaplarımız Hayat Kitabı'ndan bize verilen sayfaları kapsayacak. Bizim dediğimiz kitapla da yargılanacağız.
İyinin içindeki kötüyü, kötünün içindeki iyiyi; Kabil'in bakış açısından bildiğimiz kıssaların içinde Saramago'nun kurgu bineğiyle zaman sıçramalarıyla tanıyoruz. Adem ile Havva'nın oğlu, Habil'in eti tırnağı ama onu öldürüp içinde yaşatanı, Lilith'in şehvetinin kölesi, İbrahim'in oğlunun koruyucu meleği, Sodome ve Gomore'deki masum kadın ve çocukların yüreği, Lut'un hikayesinin tanığı, Eyüb'ün habercisi, Nuh'un insan soyunu devam ettirme mücadelesindeki girişimini bertaraf edeni olarak tanıyoruz Kabil'i. "Gezgin ve sürgün" mahkumiyetinin yolculuğunda Kabil, yazgısındaki onu yaşamaya mecbur eden anlamı ararken bir düelloda buluyor kendini. Vicdan, dürüstlük, mantık sahip olduğu en güzel değerler iken kardeş katili olmayı içinden atamayışını kadim şahsiyetler üzerinden şahit oldukları ile korkusuz bir yüzleşmeyle bırakıyor yeryüzünün sessizliğine... Kabil'in soruları, her seferinde ona hatalarını hatırlattığı muhatabı, tüm bunlar okuru tersköşe yapıyor. Sert bir kitap olduğu söylenebilir bu yüzden tavsiyem okurken hassasiyetlerinizi paranteze almanızdır. Zira sıra dışı bir kitap. Nicelik olarak hacimli olmasa da miras bıraktığı sorular, beyninizde hatırı sayılır bir hacimde şişiyor. Eğlenceli ve bol virgüllü bir anlatıma da sahip.
Şükür cehalet bitti! Kimse okumuyor, herkes yazıyor. Kimse öğrenmiyor, herkes biliyor. Kimse susmuyor, herkes konuşuyor. Kimse çekilmiyor, herkes ortada. Kimse kederlenmiyor, herkes şenlik. Kimse yere bakmıyor, herkes gökyüzü. Kimse sevmiyor, herkes arzu ediyor. Kimse gözyaşı değil, herkes küfür. Kimse eşik değil, herkes ufukların ötesi. Kimse gölge değil, herkes ışık.
Tevazu bitti. İncelik bitti. Hatıra bitti. Gönül bitti. Şarkı bitti