Artık inanamıyoruz; ama inanana inanıyoruz. Artık sevemiyoruz; yalnızca seveni seviyoruz. Artık ne istediğimizi bilmiyoruz, ama bir başkasının istediğini isteyebiliyoruz. İstemek, yapabilmek ve bilmek eylemleri terk edilmedi, ama bir başkasına devredilerek, genel olarak ilga edildiler. Zaten her halükarda ekranlar, videolar, röportajlar arasında artık yalnızca başkaları tarafından görülmüş olanı görüyoruz. Artık yalnızca görülmüş olanı görmeye yetenekliyiz. Karar verme sorumluluğunu yakında bilgisayarlara bırakacağımız gibi bizim için görme sorumluluğunu da makinelere devrediyoruz.
Ama siz insanlar da ne kolay alışıyorsunuz be. Yabancılara bile. Hatta hep yabancılara. Sonra da aslında hiç gelmemiş birilerinin gidişine üzülerek geçiyor hayatınız. Enayilik resmen, başka şey değil.
Demek oluyor ki irade, fikirlerimiz ve duygularımız ile fiillerimizin arasına bir aklî muhakeme sokup nefsimize hâkim olarak bu aklî muhakeme ile de hareket edebilme kudreti bahşeden ruhsal hassadır.
Hayatımızın bütünü için güvenilir ve sağlam bir rehber olması bir tarafa, bu ilmin ne öğrenilmesi ve ne de uygulanması zordur. Aynı zamanda bu ilim, ciddi bir azimle arzulayan herkese terakki ve tekamül kapılarını açma imtiyazına sahip hoş bir vasıtadır.
Bu kitabı okuyalı yedi sene olmuştur. O zamanlar okurken çok akıcı olması ve romantizm, drama kaçan bir konusu olması dikkatimi çekmişti. Kitapta beni rahatsız eden bazı noktalar olsa da onları pek fark etmemiştim. Şimdi bu kitabın konusunu ve karakterlerini hatırlayınca beni rahatsız eden noktaları açık bir şekilde görebiliyorum.
Adamın hem akrabası hem de kendinden çok küçük biriyle rastgele bir ilişki yaşamasından tutun, kız evlendikten sonra kocasıyla olduğu eve sürekli gidecek kadar takıntılı olmasına kadar hiçbir romantizm içermiyordu. Kitapta aktarılmak istenen mecnun gibi gösterilmeye çalışılmış bir adamın aşk acısı fakat insanları biraz tanıyan birisi rahatlıkla buradaki yanlış olan şeyleri fark edebilir.
Bu bakımdan tekrar okusam asla keyif alamayacağım bir kitap oldu.
Freud haklıydı: Beyinde bilincin ötesinde olan ama hep tetikte bekleyen ve her an bilinçli düşünce sahnesine çıkabilecek olan bir düşünce deposu olmalıydı.
Tanrım, artık bir ateist olduğum için beni bağışla, ama Nietzsche'yi okudun mu Ne kitap! Ulu Tanrım, sana karşı dürüst olacağım. Bir teklifte bulunacağım sana. Benden büyük bir yazar yarat kiliseye döneyim.