Ben hiçkimse değilim, herkes de olamadım. Kimse için bir ihtimâl değilim. Kimsenin göğüne getirecek ışığım yok. Ben hasta değilim, sağlıklı da sayılmam. Günler sırtıma bir yorgunluk olarak çöküyor. Geceleri terden bir yorgan gibi çekiyorum üstüme. Belki çok yalnızım. Belki yeterince yalnız kalmadım. Ümidimi yitirmedim. Belki de bu yüzdendir hâlâ hayattayım. Ne bir destanım var kendime okuyacağım ne de bir mezar taşım olsun isterim, ölünce. Nasıl geldiysem bu dünyaya, öyle gitmek isterim. Anlatırım, anlatacak kimse olmasa da. Eskimiş defterimde biriktiririm ömrümden azalan vakitleri. Kimseye lâzım olmayacak şeyler yazarım. Çürümüş şeyleri tâzelerim orada, gidenleri geri getiririm. Soğumuş her şey ısınır ansızın. Vakit geriye doğru çekildikçe çekilir, ölü kedim çıkar mezardan, toplar arabanın altına sıçrayan kanını, gömdüğüm oyuncaklarımı çıkarırım, yüzüme bir gülümseme uğrayıverir. Zaman ağırlaşır. Uyanmak istemem. Uyanırım. Kelimelerim sağaltmaz yaraları. Bana gözleri parlayarak bakan herkes, birgün beni görmez olur. Kumlarla kurduğum her düşü, dalgalara terk ederim.