Bir yanım bahar rüzgârı gibi uçarı, tez canlıdır, öteki yanım kış soğuğu gibi katı, ağır kanlıdır. Bir yanım içimden gelen seslere kulak verir, öteki yanım, öğrendiklerime bildiklerime.
Zenginlik,sabahları simit yiyebilmektir Merdivenleri yardımsız çıkabilmektir. Güzel günleri bekleyebilmektir. Kendine inanabilmektir, Zenginlik,varlığından mutluluk duyduğun her şeydir… Can Yücel
“ Alt tarafı bir çiçek koklayıp,bir hayvan sahiplenip,birkaç insan tanıyıp,sevip gidecektik bu dünyadan .Nasıl kötü bir zamana denk geldi ömrümüz .” Nazım Hikmet
Aslında his ve heveslerimizin, arzularımızın hürriyeti, bu teslimiyettedir. Ancak, çok az kişi bunun farkına varabilmekte ve tam bir teslimiyet içindeki sonsuz hürriyeti ve ebedi mutluluğu yaşamaktadır.
Yahudi menfaatlarına hafifçe sırt çevirmeye kalkan bir ABD başkanına, eyaletlerden birinin Yahudi valisi yaklaşıyor ve kulağına, Sayın başkanım, diyor, başınızı arı kovanına sokuyor, bir bakıma intihar ediyorsunuz. Başkanın hemen kendine çeki düzen verdiğini kaydetmeye lüzum var mı?
Kalple ilgili bir sırrımız var, olmalı. Bakılamadığı için karartılan, yumuşatılıp ılıklaştırılan, romantikleştirilen veya beşerîleştirilen yalazlara kanmayan, onlara başını çevirip bakmayan bir yol takipçisi bulunmalı. Aksi takdirde ebediyen yitmiş olacak.O damar, o öz, şurda bir yerlerde ve gözüm, bana şahdamarımdan yakın bir hissin yolcusunda.
"Her çocuğun içinde sevgi ile doldurulmalıyı bekleyen bir duygu deposu vardır . Bir çocuk gerçekten sevildiğini hissederse, normal olarak gelişim gösterecektir. Fakat sevgi deposu boş olduğu zaman, çocuk yanlış davranışlarda bulunacaktır. Çocukların yaramazlıklarının çoğuna boş bir sevgi deposu özlemi yol açar."
"Fenadır çözmek Tanrı'nın buyurduğu bağları; Ama değil miyiz ki hâlâ fundalıkla rüzgarın çocukları, Evden uzakta, ah hâlâ seninle benim adıma, Salınıyor katırtırnağı usulca, Kuzey kırlarında."
İnsan olmak kitabında "Uzaklık ve yakınlık ölçülebilir şeyler değil. Bazen karşımda duran biri benden kilometrelerce uzakta olabilir.” diyor Engin Geçtan.. Peki çok uzakta olan kişilerin verdiği yakınlık hissi? İçimizi dolduran, mesafe tanımayan sıcacık hisleri.. Bunları nasıl açıklayacağız? 🌷
"Hasan gibi insanlara, her şeyi göze almış, ölümün öte yanına düşmüş, ölümün tarlasında, ölümde yaşayan yürekli insanlara yaklaşmak, kim olursa olsun, jandarma, eşkıya, katil olsun, isterse en yürekli olsun, kolay değildi. Hasan'a ancak, Hasan gibi yaşamın ötesine, ölüme düşmüş insanlar yaklaşabilirler, onunla aynı ipte oynayabilirlerdi."
"Rutubetli bir karanlık, ezici, kasvetli bir sessizlik içinde yaşayan Thérése, hayatın, gözlerinin önünden akıp gidişine umarsızca bakıyordu. Her akşam, soğuk bir yataktan, her sabah bomboş bir günden başka bir şey getirmiyordu bu hayat ona."
"Kimi zaman, insanla diger hayvanlar arasındaki asıl ayırıcı özelliğin, insanın kendi türünün dişisine eziyet eden tek hayvan olduğu tezini ileri sürmüşümdür."
Bayan Maudie sallanmayı bıraktı, sesi sertleşti: "Sen bunu anlamayacak kadar küçüksün," dedi, " ama bazen bir adamın elindeki İncil... babanın elindeki viski şişesinden daha tehlikeli olabilir."
"Kendini satmasını bilmiyorsun. Bu dünya öyle bir dünyadır ki, çok çalışmak para etmez. Az çalışmak, hatta hiç çalışmamak, ama çok çalışıyor hissini vermek, verdirebilmek...Gerçekten namuslu, şerefli haysiyetli olmak değil, namuslu, haysiyetli, şerefli görünmek, görünebilmektir marifet."
"Ey melik! Beni ayıplama.Ben develerin sahibiyim, Kâbe'nin değil.Ben nasıl develerimi koruyorsam Kâbe'nin sahibi de orayı koruyacaktır, zinhar gafil olma!"