Dünyanın sonu geldiğinde etik değerlerin ve vicdanın bir önemi kalır mıydı gerçekten?
Bugün tam da bu soruyu kendime onlarca kez sormama sebep olan bir kitapla karşınızdayım. Kıyametin Kıyısında; oldukça akıcı bir kurguya, etkileyici betimlemelere, sürükleyici sahnelere, güçlü dostluk ve aile ilişkilerine sahip post apokaliptik bir kitaptı. Bu tür kitaplar okumayı seven herkese gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
Konusundan kısaca bahsetmek gerekirse, annesi ve ablasıyla birlikte yaşayan otizmli genç kızımız Denise, dünyaya yaklaşmakta olan kuyrukluyıldızın sebep olacağı kiyametten kurtulmak için Amsterdam yakınlarında geçici bir sığınağa gidecektir. Fakat uy*sturucu bağımlısı annesi, bir türlü gelmeyen ablası İris'i beklemekte ısrar eder. Sığınağa asla vaktinde ulaşamayacaklarını düşünürken karşılarına bir fırsat çıkar. Dünyada yaşam sona erdiğinde uzayda yeni bir koloni kurmak üzere hazırlanmış bir nesil gemisiyle karşılaşırlar. Devasa büyüklükteki gemide tıbbi malzemeler, tarım ve sualtı ekipmanları, variller dolusu tohum ve gıda bulunmaktadır. Gemideki her yolcu bir birimde görevlendirilir ve bu gemide önemli olan yararlı olmaktır. Peki Denise, bu gemide kendisine ve ailesine yer bulabilecek midir?
Son teknoloji bir nesil gemisi, etkileyici tsunami sahneleri, farkli sığınaklardaki insanlar, su motoru ile havalimani ve çevre lokasyonlari yağmalamak ve daha neler neler... Özellikle reading slump dönemlerinde okunabilecek akıcı bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Benim icin 8/10 puanlık bir kitaptı.
İşte bu kitaptan sizler için seçtiğim birkaç alıntı:
"Buradan gideceğim ve yıldızların arasında güvende olacağım."
"Eğer hayatta kalacaksam, bunu kimseyi feda ederek yapmayacağım."
"İmkânımız olduğu zaman güzel anlara sarılmalıyız."
"İnsanlar belirsizlikle başa çıkmaya çalışıyorlar. Eğer onlara ne beklemeleri gerektiğini, nasıl etkileneceklerini ve ne yapmaları gerektiğini söylersen, karşılaşacakları şeye göğüs gerebilirler. Daha da iyisi, sana güvenirler."