Kitap ne kadar küçük bir çoğunun gözünden yazılsa da okuyucu pek çok şeyi açıkça anlayabiliyor.
Alt insan olarak görülen bir siyahinin, beyaz bir kadına tecavüz girişimiyle yargılanması ana konu. Bunun yanında küçük çocuğun etrafına gelişen olaylar ve onun duyguları daha baskın. Scout isimli bu çocuğun babası, herkes tarafından ölmesi istenen bir siyahiyi savunmaya karar veriyor. Aslına bakılırsa baba, baştan biliyordu siyahiyi suçlamalardan kurtaramayacağını. Yine de bunun için kendine düşeni yapmaya karar veriyor. Bu davayı aldığı için etrafında yaşayan insanlar yavaşça ondan uzaklaşıyor. İletişimi kesiyor ve dışlıyorlar. Yine de adam bunlara kulak asmıyor ve çocuklarına da aynını yapmalarını söylüyor. Kısaca kendi vicdanını toplumun dedikodusuna tercih ediyor Sevindiğim tek nokta, suçsuz bir insana atılan iftiranın, juri tarafından kabul görmese de ortaya çıkması olmuştu. En azından isminin lekelenmesi önlenmiş oldu ve insanlar, ırkçılık gibi mantıksız sebeplerle bir insanın hayatını mahvetmek istediklerinde belki ikinci kere düşünürler bu vesileyle.