Yaşadığımız hayatı tamamıyla değiştirmek ve bunun için büyük bir zaman ile enerji harcamak herkesin cesaret edebileceği bir şey değildir. Jack London'ın yarı otobiyografik kitabında ise tam da bu konudan bahsediyor.
Rastlantı sonucu kendi hayat tarzından tamamen farklı hayatlara sahip olan inanlarla karşılaşan Martin Eden'ı, onlar gibi yaşamanın merakı sarıyor. Bu üst sınıfa ait insanlar arasındaki bir kadına aşık oluyor. Onun için de eğitimi olmamasına rağmen durmadan okuyor. Çalışkanlığı sayesinde de kısa zamanda büyük gelişme gösteriyor.
Fakat aradığı mutluluğu üst sınıf arasında bulamıyor. Daha çok şey öğrendikçe çevresindekilerin, paralarıyla bilgilerinin paralel olmadığının farkına varıyor. Bilgilerini paylaşacak ve konuşacak mantıklı insan bulamamaya başlıyor. Hatta uğruna her şeyi değiştirdiği kadının bile aslında ait olduğu sosyal sınıfın ve ailesinin kuklası olduğunu görüyor.