Şuan kitaba bakıp yazarını düşünüyorum. Hayal dünyasını ve duygularını... Bazı insanlar yazar olmak için yazar bazıları ise sadece yazar ve ortaya böylesi masum, sevimli, yaratıcı, naif bir kitap çıkar.
Kim böylesi iyimser bir büyükanneye sahip olmak istemezdi ki. Torunu Juliet için küçükken de kendinin kullandığı endişe ağacına endişelerini bırakıp, gece yastığına başını koyduğunda artık endişeleriyle ağacın dallarındaki hayvanlar ilgileneceği için rahatça uykuya dalmasına yardımcı oluyor. Ağacın gövdesinde ki çukura ise tüm anlamsız sorunlarını bırakıyordu Juliet. Zamanla tırnak yeme gibi kötü alışkanlığını ve stresli iken tutan kaşıntı krizlerinden kurtuluyor. En güzeli de şunu söylüyor kendine Juliet, "her türlü krizin üstesinden gelebilecek kadar becerikli bir insanım."
Bırakın çocukları, yetişkinlerin bile günlük hayatta yaşadığı, karşılaştığı bir çok sorun vardır. Kimi bunlarla baş edebilir fakat kimi hassas kalpler de bu sorunların altında ezilebilir. Juliet ve büyükannesinin endişe ağacı gibi bizim de endişelerimizi asabileceğimiz bir askı, bir ağaç, bir kapı başı olmalı. Böylece eve girerken hepsi dışarıda kalmalı.