Sabah âlâ sesleri karışırdı çocukların sokağa pencere açıp toplardım gülüşlerinden başak sarısı saçları dans ederdi bir çiçeğin belinde koşardı başka çiçeklerin peşinden o sevinçle
Geniş bahçelerde gürleşir köklerimiz kokusu dağılır gökyüzüne örgülerinden şimdi iple çekiyor bulutları gözlerim doluyor genzime narin bir bakış ve yanaklarımda mızıkçı yağmur
Gün artık kara kirli bir çift el uzanmış el değmemiş bahara bükmüş boynunu kır çiçeğinin tohumları utanç dökmüş toprağa
Gece ninniler okunur masallar yazılırdı çocuklara kim sakladı çocukları saklambaç oyununda tabuta