Mutfak penceremde misafirimdir hüzünlü evlerden süzülen damla ince belli bir bardak çaya düşer kış bir ihtimal ihmal edilmişliğim bir yanım kahır bir yanım kahhar
Kalbim karakalem şiir defteri porselen kağıtlarda çizilir ritmi soğuk bir bankta gecelenir adın siyah ki kirlenir göz altlarında bir yanım tamdır bir yanım mühmel
Bülbülün gagasında gazelin intiharı karışır her beyaz sayfaya uyak iki bakış arasında kaybolur zaman gülüşün yakar şehrin bütün ışıklarını bir yanım virgüldür bir yanım nokta
Sarılır poyrazın getirdiği özleme tenim kokum sığmaz karanlığa göğe savrulur dingin bir denize akar sarhoşluğum duygularım görkemli gemileri yüzdürür bir yanım girdaptır bir yanım liman
Şimdi rıhtımda saat aynı vakitsizlikte çınlar bir guguk kuşun nüktesi demir halkalar savaşır şimendiferde ayrılık boş bir vagon güftesi bir yanım Hicaz'dır bir yanım Bağdat
‘’Mutfak penceremde misafirimdir hüzünlü evlerden süzülen damla ince belli bir bardak çaya düşer kış bir ihtimal ihmal edilmişliğim bir yanım kahır bir yanım kahhar’’
Bir kadın ki mihmandır, evinin evinde… Çay bile ısıtmaz, hüznünden düşer damlalar gözüne… İhmal edilmişliklerden mütevelli kahır dolu yüreğimin bir yanı, diğer yanı kahhar….
‘’Kalbim karakalem şiir defteri porselen kağıtlarda çizilir ritmi soğuk bir bankta gecelenir adın siyah ki kirlenir göz altlarında bir yanım tamdır bir yanım mühmel’’
Öyle doluyum ki ey can! Her sözüm şiir, her ağıtım ritimlerimi bozar! Gecenin en beklenmedik soğuğunda adın, morarmış göz sızısında kapaklarım katran… Tam gibi görünsem de ihmale uğrak durak gibi bir yanım, içime sızar…
‘’Bülbülün gagasında gazelin intiharı karışır her beyaz sayfaya uyak iki bakış arasında kaybolur zaman gülüşün yakar şehrin bütün ışıklarını bir yanım virgüldür bir yanım nokta’’
Bülbül ki Gülüne yangınından nazar eyler, uyaklar beyaz sayfada bembeyaz tende… Ah! Göz açma kadar ki an’da kaybolan gülşen! Yansa da ışıklar kapanmış cevşen! Bir yanım eğil derken, diğer yanım da biter cümlem…