duyuyor musun yağmur nasıl da şakır şakır yağıyor dargın bulutların duyguları bunlar
ben mi balkona sandalyemi çekmiş göğe bakıyorum
gökyüzü siyah çamaşır tellerine tutunan günlerim ıslak sokak lambası turuncu ve gözlerim kahve-i rengi
bir masada içilen fincanlardan kalma kırk yıllık hatır gibi inanır mısın tortusu hâlâ dudaklarımda
kucağıma bir şiir kıvrılıyor kuyruğunda türlü nağmeler sırtımı duvara yaslayıp kirpiklerimi asıyorum geceye mırıltılı şarkılar ilişiyor dilimin ucuna yeşil elmalar kesik limonlar ekşi sözcükler gibi
düşlerim kamaşıyor sonra beyaz lekesiz kalbin gibi tertemiz
yağmur dokunuyor saçlarıma serinliyorum sensediyorum.