“Eski hayatımız yok olmuş olabilir. Ama insanlığımızı kaybetmek, bizim seçimimizdir.”
Harabeye dönmüş Woodbury şehrinin külleri arasında, birbirleriyle çatışma halinde olan iki kamp bulunur. Antik tüneller ve maden kuyularının bulunduğu yer altında, Lilly Caul ile kıdemli yurttaşlar, serseriler ve çocuklardan oluşan karma ekip yeni bir hayat kurmak için mücadele verirler. Fakat Lilly gizli amacıyla yanıp kavrulur. Çok sevdiği Woodbury’yi vebalı zombilerden kurtarmak ister, önündeki tek engelse Gürcistan’ın atık sularında gezinir. Psikoz hastası olan Peder Jeremiah Garlitz, her yönden harekete geçen ve gitgide çoğalan yürüyen ölüler dalgasının tam ortasında, iç bölgelerden kaçmak için şeytani bir gizli silahla, müritlerinden oluşan ordusunu yeniden inşa eder. Lily ve ekibini yok etmek için komplo planları kurar. Bu iki insan hizbinin son karşılaşmasında, zombilerin o korkunç sürülerinden elde edilen, deli bir adam tarafından mükemmelleştirilen ve masumların kanına batırılmış, akla hayale sığmayan bir silah serbest kalır…