1928 yılında Paris’e gelen George Orwell, 1929’un Mart’ında hastalandı ve bir süre bu şehirdeki bir hastanede kaldı. Orada gördükleri uzun zaman aklından çıkmayacaktı. Orwell, aynı zamanda İspanya İç Savaşı’nda bir kere kulak enfeksiyonu, bir kere de boğazından vurulduğu için hastaneye kaldırılmıştı. Yoksullar Nasıl Ölür’e adını veren denemesinde, hayatı akciğer sorunlarıyla geçen ve zor koşullarda çalışan birçok hastanede bulunmuş yazar, kendi tecrübelerinden de yola çıkarak tıp yazını ve tarihini irdeliyor, yoksul hastaların yaşadıkları zorluklardan bahsediyor.
Orwell, yine bu kitapta okuyacağınız diğer denemelerinde ise polisiye edebiyata, Salvador Dali’ye, içilecek güzel bir yerin nasıl olması gerektiğine, Arthur Koestler’e, Marakeş’e, İspanya İç Savaşı’na değiniyor. Yoksullar Nasıl Ölür, güncelin sorunlarından asla kaçmayan ama kafasının estiği yere gitmekten de çekinmeyen bir yazarın denemelerinden oluşan kıymetli bir seçki.
“Art arda yazıldığında, Orwell’in dürüstlük, nezaket, özgürlük, adalet gibi temel değerleri birçok insan için muğlak kalabilir ama hiç kimse, yirminci yüzyılın en karanlık günlerinde, bu fikirlerin ne anlama geldiğiyle onun kadar boğuşmamıştır.” –Dorian Lynskey
“Orwell, kendini yayımlanan sahteliğin, ikiyüzlülüğün ve yalanların maskesini sertçe düşüren biri olarak görüyor, insanlara duymak istemediklerini anlatıyordu.” –Bernard Crick