Bu eser, iki alanla ilgilidir. Birincisi Türk Dili ikincisi felsefe. O nedenle yeni ontolojidir. Yeni ontoloji, meta-varlık çalışmaları ve varlık çalışmaları olmak üzere, iki temel alan çalışmasını imleyen bir ontolojidir. Biri varlık, diğeri meta-varlık alanıdır. Bu ontoloji Türk dili temellidir. Türk dili ontolojisinin temel bir ilkesi vardır: Felsefeye Türk dilinden bakmak. İlke, Farabi (ö.950), Kaşgarlı (ö.1105) ve Ziya Gökalp’ten (ö.1924) mülhemdir. İlkesi gereği bu eser, özelde ontolojiye genelde felsefeye Türk dili temelinde bakmayı amaçlamakta, Türk dilinde felsefe üretiminin modern Türk felsefe kurumlarıyla başladığı gerçeğinden ve kabulünden hareket etmektedir. Ülkemizdeki modern felsefe kurumlarının başlangıcı, genelde İdadî ve Sultanî gibi modern mekteplere kadar geri götürülebilirse de, özelde başlangıcını Darulfünun oluşturmaktadır. Bu demektir ki ülkemizde üretilen felsefe çalışmalarının varlığı, İdadîler başlangıç alınırsa yüz elli yıllık, Darülfünun temel alınırsa yüz yirmi küsür yıllık bir geçmişe sahiptir. Darulfünun öncesi dönem, yeni ontolojinin meta-varlık alanıdır. Biz onu, “var” ile adlandırıyoruz. Bu çalışmaya, mantık da denilebilirdi. Hegel mantık adını vermişti. Ancak biz metafizik ilavelerimiz nedeniyle ontolojiyi tercih ettik. Yine bu çalışma, bakış ilkesi ve yöntemi gereği Türk diliyle ilintilidir. Zira İhvan-ı Safa’ya (X.yy.) göre felsefî mantığı incelemek (nazar) isteyenlerin öncelikle dilbilim eğitimi almaları gerekmektedir.