– Şimdi söyleyin bakayım, siz nasıl çalışacaksınız? diye sordu.
Dedim ki:
– Sizi, başınız yukarda, bütün büyüklüğünüzle göstermek istiyorum.
Yine güldü.
– Niye şablon işleyeceksiniz, kolay olduğu için mi?
– Ben sizi bir kahraman, boyun eğmez bir kişi olarak göstermek istiyorum.
– Yani kahramanın acı, üzünçlü zamanı olmaz mı? Eserde hayat arayın, hayat... Gerçeği arayın!
Nazım Hikmet’in gerçeğe olan saygısı burda da ortaya çıkıyor. İnsanın, sevilen, yüceltilen insanın bile tek yanlı, salt olumlu yanlarıyla verilmesine karşıdır. Nazım’ın bu düşüncesini açığa çıkaran daha pek çok anılar, yazılar vardır. Bu açıklamayı şunun için yapmak zorunu duydum. Kimileri, bu dizi yazıda Nazım’ın küçültüldüğü sanısına kapıl-mışlar yada özellikle öyle bir sanı yaratmaya kalkmışlardır. Ben, gerçekliğine inandığım, belgeleri olan şeyleri yazıyorum. Bunu da Nazım’a olan büyük saygımdan yapıyorum. Çünkü o, böyle olmasını, gerçeğe saygılı olunmasını isterdi. Buyüzden, kendi heykelini, alnı yukarda bir kahraman olarak yapmak isteyen genç heykeltıraş Münevver’e, Gerçeği arayın! diyordu."