İtalyan edebiyatında yenigerçekçilik akımının kurucusu sayılan Cesare Pavese, bu kitabında cinselliği, aşkı, yaşamı tanımaya ve anlamaya çalışan bir grup gencin bir arada geçirdiği bir dönemi anlatıyor. Yaşadıkları kentin kıyısındaki bir tepeye sık sık tırmanmaktan büyük zevk alan gençler, bir gün orada, bir arabanın içinde, bir arkadaşlarıyla karşılaşırlar. İçlerinde tek evli odur. Öldü sandıkları bu genç, karısına ihanet etmiş bir kızla birlikte olmuştur. Olaya değişik bir bakış açısıyla yaklaşan gençler, izleyen günler boyunca hem birbirlerini keşfetmeye, hem de aralarında oluşan bir başka aşk üçgeninin yarattığı gerginliğin üstesinden gelmeye çalışırlar. Cesare Pavese, pastoral bir yazar; çoğu yapıtında olduğu gibi bu romanında da doğanın tatlarını, kokularını, renklerini, insan yaşamıyla iç içe, okuruna sunuyor. İkinci Dünya savaşı’nın en şiddetli günlerinde kendini kırlara ’hapseden’, doğadan kopamayan yazar, ’yürünecek kaldırımlar, tadına varılacak günbatımları vardır’ diyor. Tepelerdeki Şeytan, klasik romanın uzağında duran, birkaç gencin yaşam kestinde insan’ı irdeleyen bir yapıt.