“Bu harikulade kitap, Batı’yı ve İslam dünyasını birbirinden ayıran sınırların ve duvarların ötesindeki okuyucuların kalplerine ulaşmak için yapılmış bir gönül çağrısıdır. İmanın sıcaklığı ve bilgeliğin hafifliği ile vücut bulan bu eser, şüphecilik, izafilik ve inançsızlık ilkelerinin hâkim olduğu bir çağda yaşamış bir inananın kaleminden çıkmıştır. O yüzden de, modern Batı ile İslam dünyası arasında kurulmuş nadide ve eşsiz bir köprüye benzemektedir; ve her iki dünyaya, imanla beslenmiş bir güven, hikmete dayanan bir düşünce berraklığı ve diğer dinlerin yanı sıra hem modern dünyayı hem de geleneksel İslam dünyasını kuşatan bir hayat tecrübesinin gerektirdiği bir isabetle seslenebilmektedir.”