Evliliklerinin parçalanmak üzere olduğu noktada, Ted ve Janet Conway'e halalarından asırlık bir ev miras kalır. Conway'ler çocuklarını da alarak, ikinci bir şans yakalamış olmanın heyecanıyla Louisiana'nın küçük bir kasabası olan St. Albans'a giderler. Önlerinde yeni bir hayat uzanmaktadır.Ne var ki, uzun zaman terkedilmiş duran Viktorya tarzı büyük malikanenin içinde Conway soyadının karanlık geçmişinin anahtarları yatmaktadır- intiharlar, garip kaybolmalar, voodoo ayinleri ve cinayet söylentileriyle dolu kanlı bir geçmiş. Conway'ler, bir kere ortaya çıktığında yaşayan her ruhu sindirmekle tehdit eden bu sırlardan habersizdirler. Conway ismini taşıyan her nesli, cehennemin derinliklerinden gelen bir hesaplaşma günü beklemektedir.
Ikinci bir John Saul kitabı ve tarzının yine aynı olduğunu söyleyebilirim. Konu farklı ama sanki benzeri bir şekilde işlenmiş. Bunun sebebi okuduğum iki kitabında da Hristiyanlık motiflerini çok kullanmış olması olabilir. Zaten direkt olarak bu dine dayandırılmıştı kitapları. Belki de bu sebepten korku/gerilim türünde yazılmış olan kitapları, bana hiç de korkunç gelmedi. Haçtan korkan şeytanlar vs. biraz sığ ve dindar yetiştirilmiş çocukları etkilemek için yazılmış gibi basitti. Yani korku beklentisiyle almayın derim. Konu sizi içine çekecektir ve akıcı bir dili var ancak bunun sebebi de kitap kurgusunun sağlam oluşu değil de karakterleri merak ediyor olmanız olacaktır.