Sergüzeşt, Dilber ve Celâl'in bedbaht aşkından dem vuruyor bizlere. Dilber'in bir köle olması, Celâl'in iyi bir ailede yetişmiş, eğitimli ve zengin olması daha başından bu sevdanın ayrılık sinyallerini veriyor olsa da hikâyenin sonunda onlar yeni bir başlangıca doğru yol alırken biz okuyucular ise içimizdeki nehirde kaybolan insanlığımızla boğulurken buluyoruz kendimizi. Aşkın her hâli güzel ama bu sonla biten hâli insanın içini paramparça ediyor.