Mucizevi geçmiş zamanın, edebi ziyafetlerin ve kibar alemlerin en parlak anlatıcısı olan Marcel Proust, edebiyat çevrelerinde mest edici bir zirve noktası sayılır. Yazı ve dile ait akla hayale sığmayan bütün oyunlar, sonu gelmeyen tasvirler, baş döndürücü hassasiyetler ve keskin zekalar, Proust’un üslubunda toplanmıştır.
Proust, uzun ve zor cümleleriyle zamanın ve eşyanın büyüleyici ilişkisini kelimelere aksettirirken, her halükarda duyular dünyasında adeta Platonik güzellikle kabaran bir heykeltıraş olduğunu anımsatıyor.
Proust, Sainte- Beuve’e Karşı’da gündelik yaşamından kesitler sunmanın ötesinde, bir insanın çevresiyle kurabileceği olağanüstü ilişkiyi de gözler önüne seriyor. Proust, Sainte-Beuve etrafında Balzac, Baudelaire, Gérard de Nerval okumaları yapıyor. Bu kitaptaki denemeler aynı zamanda onun sanata ve romana bakışını yansıtan önemli taslaklardır.
Kayıp Zamanın İzinde’yi Proust’a yaraşacak bir mükemmeliyet algısı içerisinde Türkçe’ye kazandıran Roza Hakmen, çevirinin sanatlar içerisinde nasıl bir sanata dönüşebileceğini de gösteriyor.