Yelda Karataş’ın hikâyeleri bize tarihten süzülmüş bir şiir gibi geliyor. Yılların akışıyla bilgeleşmiş bir kadının sesi bu sanki. Ama sadece huzur dolu değil. Bu hikâyeler aynı zamanda derinlerden gelen bir çığlık. Belki de ardında bir şairin dokunuşu ve duyarlığı saklandığı içindir.
O gece, bu caz parçasını dinlerken, bana uzak yıldızlardan söz etmiştiniz. Ama hatırlamakta zorlanabilirsiniz. Çünkü insan acı çekerken bildiklerini bile unutuyormuş. Acıya son verilsin diye, her şeyi yapmaya hazır oluyor, her şeyi söylemeye razı geliyormuş. . .