İnandığın gibi mi yaşıyorsun, yoksa yaşadığın gibi mi inanıyorsun?"İnandığın gibi yaşa" diye ömrünü bir kuş kanadına asanlar ve `var` denen nesi varsa hepsini feda edenler var. Şükür ki, onlar var. Zira hayat, neyi feda ettiğinle tarif ediliyor.Seni sırlı bir yola çağırsam gelir misin kari? Hayali sen olanların, senin için ölenlerin ve belki düşlerinde seni görenlerin yaşadığı bir vakte çağırsam seni, gelir misin? Dervişleri, erenleri, alperenleri görmek ister misin? Ahmed Yesevi`yi anlatsam sana... Karanlıklarda kaybolma diye ışık tutuşunu anlatsam. Dervişleriyle yollara düşürsem seni... Hem sen de dua eder misin kâri? Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevi gibi meselâ, onun gibi dua eder misin: "Beni her ne eylersen eyle, lâkin âşık eyle Allahım..."Pîr, hayatlarını aydınlattığı dervişlerini dört bucağa salıp nice coğrafyaları aydınlatmış bir mânâ erinin, Hoca Ahmed Yesevî`nin romanı...
Bil ki dünya, her gelene gönül veren, her gönül verdiğine söz veren, seninim diyen bir aşüftedir. Dışı altın ile kaplanmış kara bir taştır. Aldanma rengine. Renk geçer gider, sen özü ara; suret silinip yiter, sen gözü ara. Unutma, dünya hançeriyle yaralarsan gönlünü yara geçer de izi kalır, derdi biter de sızı kalır. Sen kıymetsize değil, kıymeti sonsuza talip ol. Zira bir sultana köle olmak, kölelere sultan olmaktan daha evladır..