Virginia Woolf’un, yakın arkadaşı, karizmatik, biseksüel yazar Vita Sackville-West için kaleme aldığı Orlando, eğlenceli ve oldukça fantastik bir “sahte biyografi”. On altıncı yüzyılda soylu bir ailede doğan, birkaç yüzyılı hızla yaşayan, yolu İstanbul’dan geçen, bir gecede cinsiyet değiştiren ve yirminci yüzyılda kadın yazar kimliğiyle sona eren bir hikâyenin kahramanıdır Orlando. Kendisinin de “yazar” olarak yer aldığı Virginia Woolf metin boyunca tarih, cinsiyet ve biyografik “gerçek”i kavrayışımızı sorgular bu etkileyici romanında.
“Biyografi yazarı şimdi belki de itiraf etmenin örtbas etmekten daha iyi olacağı bir zorlukla karşı karşıya. Bu noktaya kadar Orlando’nun hikâyesini anlatırken hem şahsi hem de tarihi belgeler bir biyografi yazarının ilk görevini yerine getirmesini mümkün kılmıştı, bu görev sağa sola bakmadan, çiçeklerin cazibesine kapılmadan, gölgelere aldırmadan, sistemli bir şekilde durmaksızın ta ki mezara girene ve başımızın üzerindeki mezar taşına ‘son’ yazana kadar gerçeğin gözlenemeyen ayak izlerini ağır ağır takip etmektir.”
“Kuşkusuz Woolf’un en yoğun eseri, çağımızın da en olağandışı romanlarından biri.”
Özellikle Elizabeth ve Victorian dönemlerinde cinsiyet rollerini Orlando karakterinin gözünden anlatan çok akıcı bir eser. Yoğun bir anlatıma sahip. Bu nedenle kimilerine boğucu ve anlaşılmaz gelmiş olması doğal. Genel olarak kitapla ilgili her noktayı beğendim. Virginia'nın dört kitabı arasından öncelikle Orlando'yu ve Mrs.Dalloway'i öneririm.
"İnsan ilişkilerine olan güvenimizi tam yitirmişken, rastgele dizilmiş ahırlar ve ağaçlar ya da bir saman balyası ve bir yük arabası, ulaşılamaz olana dair öyle mükemmel bir alamet sunarlar ki bize, tekrar aramaya başlarız onu."
"Çağlar boyunca mutluluğu aradım ama bulamadım; şöhret aradım ama elimden kaçırdım; aşk aradım ama yaşayamadım; hayat -dur bir dakika, ölüm yeğlerim. Pek çok kadın ve erkek tanıdım, hiçbirini anlamadım."