Bilirsiniz, dünyanın ışığına dalmak ve insanları tanımak, kim ne derse desin yaşayan bir kitap, ikinci bir bilim gibidir.” “Evet, kötü konuşmak zorunda bıraktınız beni! Samanların üzerinde keyif yapan köpek gibi ne kendiniz yiyor ne de başkalarının yemesine izin veriyorsunuz, küflenene kadar durur öyle samanlar. Siz de şimdi aynışeyi yapıyorsunuz. Devletin sözleşmeleri doğrultusunda sizden farklı ürünler de almak istiyordum…” “Bizim hayatımız nedir? Acının kendine yer edindiği vadi, ışık nedir? Hissiz insan kalabalığı.” “Bizi karamızla sevin, aklımızla bizi herkes sever.” “Bu eser, tıpkı boğucu ve vebalı bir kuraklığı serinleten bir şimşek yerine geçmiştir. Rus halkının yaşamından alınarak, gerçek oluşu kadar yurda bağlı oluşuyla, acımasızca gerçeği ortaya sererek, ihtiraslı bir aşkla, içtenlikle Rus yaşamına katkıda bulunmuştur. Anlayış, meydana getiriliş, şahısların karakterleri ve göz önüne getirdiği Rus gelenekleriyle, kısacası sosyal, ulusal, tarihi planıyla eşsiz bir yapıttır.” (Büyük Rus Eleştirmen Belinski) “Aksakov, “Ölü Canlar”ın bir destan olduğunu söylüyor, yazarını Shakespeare ve Homeros’la karşılaştırıyor, hatta onlardan üstün görüyordu.” (Louis Leger)