Proust, Okuma Günleri metninde, ayrıntılı bir şekilde, bitip tükenmek bilmeyen cümleler aracılığıyla, kurnazca yapılmış mecazlarla dopdolu, okumanın zevkine, çocukluğa, kendini adadığı ortamda betimler her şeyi. Gerçekten de, esas itibariyle okumadan geriye kalan şey, şöyle açıklanabilir: "Okuma yaptığımız günlerin ve yerlerin bir görüntüsüydü bu!"
"Aziz Marcus`un Aslanı`nı, diğeri timsahın üzerinde yürüyen Aziz Theodore`un olduğu sütun başlıklarını taşıyan gri ve pembe granitten iki dili taş. İki güzel ve zarif yabancı, uzun zaman önce sularıyla, Doğu`dan gelmişlerdi."