Nuh Tufanı... Ve Nuh’un Gemisi... Dünya üzerinde geçmişten günümüze kadar, üstünde en çok durulan konulardan biri... Dinlerde ve eski halk inançlarının içinde anılardan hiç silinmemiş bir hikâye... Öyle bir hikâye ki, hiç unutulmayan... İzleri Ağrı Dağı’nda sürülen, hep aranılan ama bulunamayan bir gizem... Bazen bir bilim adamının merceğinde, bazen ise din adamının kutsal kitabında aranan, bir zamanlar dünyada yaşanan büyük yıkım... Öyle bir yıkım ki, suların yeryüzünü kapladığı, insanların hayatta kalmak için yükseklere çıkmaya çalıştıkları, bunu başaramayanların ise gemilerle kurtulmaya çalıştığı büyük yıkım... Bunlar da yetmiyormuş gibi, Dünya’nın ekseninde meydana gelen bir kayma neticesinde ortaya çıkan büyük depremler... "Bir Mısırlı Rahip bana: ‘Bilmiş ol ki, atalarımız zamanında Güneş iki defa battığı yerden doğdu, sonra aynı olay tekrar tersine meydana geldi’ dedi." (Ünlü Tarihçi Heredot) Kur’an-ı Kerim’deki bir ayet de, sanki Mısırlı rahiplerle söz birliği etmişçesine şöyle der: "O, iki Doğu’nun Rabbi’dir, iki Batı’nın Rabbi’dir." (Rahman Suresi, 55/17)