Daha önce de yazdım. 7 Kasımdan 7 Kasıma yazdığım yazıları bir kitapta yayınlıyorum. Kitapların adları genel olarak içeriğini somutlaştıran adlar olmuyor. ``Türkiye`nin Kararan Fotoğrafları`` gibi. Ya da kitabın içerisinde oylumuyla öne çıkan yazının adını taşıyor. Örneğin, görenlerin, bilenlerin, yaşayanların dilinden 2 Temmuz (1993) Sivas katliamını sergileyen ``Hiç Ölmedim Ben`` adlı uzunca çalışmamın kitabın aynı olması gibi. ``Hiç Ölmedim Ben``, Sivas`ta yakılarak boğulan şair Uğur Kaynar`ın şiirinden bir dize. Şiiri ben de bulamadım. Dizeyi Zeynep Oral`ın bir yazısından aldım. Yazıma, sonra kitabıma ad oldu. Sivas`ın ölmez ölülerine gönül borcuyla yüklü bir selam oldu. Ama, okur, ``Hiç Ölmedim Ben`` in, yani kitabın 2 Temmuz/ Sivas`la birebir ilişkili bir kitap olduğunu bilemedi.
Sivas katliamı sanıklarından Cafer Erçakmak ile altı sanığın davalarını zaman aşımından düşüren mahkeme kararını eleştirdiğim ve bu kitaba aldığım ``Tabutlara Sığmadı Zamana Sığdırıldı`` oylumlu yazım nedeniyle, kitabın adını ``Tabutlara Sığmadı`` olarak düşünmüştüm. Nefes Alamıyorum daha kucaklayıcı geldi.
``Nefes Alamıyorum!`` İlhan`ın son sözleri. İlhan`ı da içerisine alan, ulus ölçeğinde, insanlık ölçeğinde bir nefes alamamak bu. Yazıların başlıklarını okurken bile ben nefes alamıyorum. Okurun da nefes almakta zorlanacağını biliyorum. İlhan`ın alamadığı nefesi insanlık olarak alabilmek için. 29 Ekim 2012, Ankara