Nedense, Turgenyev`le epey geç tanıştım. Hayır, onu daha önce okumamıştım demek istemiyorum; bir klasik Rus yazarını okumamak nasıl mümkün olabilir? Demek istediğim, ilk defa bu çeviriyi yaparken böylesine ciddiyetle okudum onu, birçok hikâyesini gözden geçirdim, bilmediğim çok şey öğrendim hakkında. Sonra sadece kendime değil, bizim edebiyat dünyamıza da şaşırdım: biraz mürekkep yalamış herkes Turgenyev`i bilir de, Türkçeye kaç kitabı çevrilmiştir tanrı aşkına? Tolstoy`un gençliğindeki hamisi, efsanevi Sovremennik (Çağdaş) dergisinin editörlerinden biri, sayısız klasik Rus yazarını ilk keşfedenler arasında bulunan bir klasik Rus yazarı Turgenyev; ve öte yandan, çağdaşı ya da kendinden sonra gelenleri de derinden etkilemiş bir yazar. İtiraf edeyim ki, bana en şaşırtıcı gelen şudur: Turgenyev hayatının yarıdan fazlasını ülkesinden uzakta, Avrupa`da yaşamışken ?çağdaşı olup da tanışmadığı Avrupalı yazar yoktur herhalde? nasıl olur da halkını bu kadar iyi yansıtabilir eserlerinde? Hayır, abartarak söylemiyorum bunu; Turgenyev siyasetle pek az ilgilendiği halde eserlerindeki halk tasvirleri öyle etkiledi ki ülkesinin aydınlarını, Rusya`nın ikinci dalga devrimcileri olan Narodnikler onun eserlerini başucu kitabı yaptılar desem, fazla mı ileri gitmiş olurum? Romantizmden natüralizme kadar edebiyat akımlarının izini bulmak mümkündür eserlerinde; ama şu kadarını söyleyeceğim ben: Mumu`dan başka hiçbir şey yazmış olmasaydı bile Turgenyev, gene de büyük bir yazar olarak kalırdı.