"Meyhane", yayımladığı yıllarda Fransa’da büyük bir tartışma başlatır. Fransız yazarları birbirine düşüren roman, ülkenin edebiyat dünyasını da ikiye böler. Ama yazarını ne kadar olumsuz eleştirenler olursa olsun halk, romanı sahiplenir ve takip eden bir yıl içinde roman tam otuz sekiz baskı yapar. Karşı çıkanların büyük çoğunluğu, Zola’nın işçi ve emekçilerin güçlüklerle dolu yaşamını yalın bir şekilde ele almasını eleştirmiştir. Emile Zola’nın işçi sorunlarını farklı bir bakış açısıyla ustaca ele aldığı bu eseri, ilk çıktığında kendisine yapılan bütün eleştirileri unutturdu ve zamanla bir klasik oldu. Ayrıca o dönemde, Amerika’da işçi sınıfının yaşamının konu alındığı roman türünün doğmasına da neden oldu... Emile Zola eleştirilere karşı kendisini savunurken "Gerçekleri yazdım; romanın kahramanları kötü insanlar değil, sadece eğitimsiz ve yaşadıkları ortamın yıprattığı insanlardı," demiştir. Ayrıca yazdığı romanın kendi kendisini savunacak güçte olduğunu belirtmiştir.
Yoksulluğun ve alkolün insanlara neler yaptırabileceğini anlatan gerçekçi ve sade bir kitap. Zaten Emile Zola, kitaplarında daha çok aile içi ve toplumsal sorunlardan bahseder.
Bu sorunlar ne kadar değişirse değişsin kaynakları hep yoksulluk ve yozlaşmadır. Kitabı okuduğunuzda birçok olay belki size tanıdık gelebilir çünkü kitapta her ne kadar Fransız insanları anlatılıyor olsa da olay bir ulustan ve coğrafyadan ibaret değildir.
Bu kitabında da bir kadının toplumdan ve yoksulluktan dolayı çöküşünü doğru sürüklendiği anlatılmış.