“1925’te Meslek dergisinde 35 hikâyesi çıktı ise de sanat hayatına, Ayaşlı ve Kiracıları bir yana, 1946’ya kadar uzun bir ara verdi. Bu tarihten sonra yayımladığı hikâyelerle sevilen, aranan bir hikâyeci oldu. Hayattan aldığı konuları konuşur gibi, temiz bir dille, sadelik, içtenlik ve rahatlıkla edebiyatsız, oyunsuz yazdı. Esendal’ın, kahramanlarına sevgi ve şefkatle eğilen, onları gündelik yaşayışları içinde en yapmacıksız, rahat ve karakteristik taraflarından görmesini bilen, renkli-canlı aktaran bir hikâyeci olduğunu gösterir.” (Behçet Necatigil) “Yalınlık, açıklık, kısalık gerçek yazın adamlarının ulaşmak istedikleri bir düzeydir. Ama herkes bunu yapamaz, az sözle, az tanımlamayla, az ‘edebiyat’la, daha doğrusu ‘edebiyat yapmamak’la başarılı olunacağını bilemez, düşünemez. Esendal’ın öykülerinin başarısı, kalıcı yanı ölümsüz güzelliği, onun da Çehov gibi, ‘Denizin rengi mavidir’ diyebilecek kadar süslerden uzak bir dille yazmasıydı. Bugün bile bu öyküleri, içinde yaşarmışçasına okuyor, o olayların içinde imişiz gibi okuyorsak, yazarın gerçek ‘edebiyat’ın temel niteliklerini bilmesinden, başarıyla kullanmasındandır.” (Oktay Akbal)