"Daha iyi yaşamak, insanları sömürmek demektir. Doğal kaynakları talan etmek demektir. Egoizm ve bireyciliktir. Bu nedenle, kapitalizmin bu tür vaatleri dayanışma veya tamamlayıcılık içermez. Karşılıklılık söz konusu değildir. İşte bu yüzden, hayatımızı başka türlü yaşama yollarını; daha iyi değil iyi yaşama yollarını bulmaya çalışıyoruz. Daha iyi yaşamak daima bir başkasını göz ardı etmek demektir. Daha iyi yaşamak çevreyi yok etmek demektir."
Evo Morales - Kopenhag İklim Konferansı Aralık 2009
"Kapitalizmden sosyalizme geçiş, sosyalist teori ve pratiğin en karmaşık sorunudur. Buna bir de ekoloji sorununu eklemek, bu nedenle zaten içinden çıkılamaz bir konuyu gereksizce karmaşıklaştırmak olarak görülebilir. Yine de, ben insanın doğayla ilişkisinin sosyalizme geçişin merkezini işgal ettiğini öne süreceğim. Ekolojik bir perspektif; kapitalizmin sınırlarını, daha önceki sosyalist deneyimlerin başarısızlıklarını ve eşitlikçi ve sürdürülebilir bir insani kalkınma mücadelesini anlamamız için kilit önem taşımaktadır.
Ortaya koyduğum bakış açısı üç kısma ayrılıyor. Öncelikle, klasik marksizm ile ekolojik analiz arasındaki sarsılmaz bağlantıyı anlamak çok önemli. Genellikle inanmaya sevk edildiğimiz şekliyle, sosyalizm için bir anomali olmaktan ziyade, ekoloji en başından itibaren - sovyet tipi toplumların sayısız kere yaşadığı başarısızlıkları hesaba katmazsak- sosyalist projenin vazgeçilmez bir bileşikti. İkinci olarak, mevcut dönemde önümüze dikilmiş bulunan küresel ekolojik kriz, sermaye birikiminin "dünyayı yabancılaştırıcı" mantığına yerleşmiştir ve kapitalizmin bir sistem olarak tarihsel köklerine dek izi sürülebilir. Üçüncü olarak, kapitalizmden sosyalizme geçiş, kapitalist dünya sistemindeki çevre ülkelerin başı çekeceği bir sürdürülebilir insani kalkınma mücadelesidir."