"Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez`in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf`un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu."
Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hikayesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.
Yapı Kredi Yayınları Eser, yazarın 1937 yılında yayımlanan ilk romanı. Türk edebiyatının en romantik kahramanı olarak biliniyor. Aydın'ın nazilli yakınlarında kuyucaklı köyünde dünyaya geldiği için bu lakabı almıştır. Küçük yaşta köyü basan eşkiyalar tarafından ana babası öldürürlür. Bu olaylara bir bir tanıklık eder. Terkikat için gelen kaymakam selâhattin bey Yusuf'un kimi kimsesi olmadığından yanına evlatlık olarak alır. Bundan sonraki hayatını kaymakamın evinde yaşar. Yusuf suskun ve içine dönük biri. Gelişen olaylardan bir şekilde sıyrılarak yaşamını sürerken kaymakamın kızıyla saf, temiz masum bir aşk yaşamaktadır. Romanın başlangıcı bir cinayetle başlayıp cinayetle sonlanmasına üzüldüm. Tıpkı bir yeşilcam filmi izliyormuşum gibi oldu. Gerek akıcılığı gerek kurgusuyla çok güzel bir eser