“Doğu’nun Kafkası” olarak kabul edilen Sâdık Hidâyet, bu eseriyle yirminci yüzyıl İran edebiyatına yön veren isim olarak öne çıkmıştır. Zihni uyku ile uyanıklık arasında gidip gelen bir adam; geçmişi ve bugünü, ölümü ve yaşamı, cinselliği, aşkı, Tanrı’yı, çocukluğu anlatır. Hayatındaki tüm insanlarla kötü anıları ve gerilimli ilişkileri vardır. Tıpkı kitabın yazarı gibi kahramanı da dumanlı, melankolik ve kötümser ruh haliyle hep huzursuzdur. Kör Baykuş’u okurken, olayların ve kişilerin hangisinin hayal hangisinin gerçek olduğunu anlamamız oldukça zordur.
“Başyapıt diye bir şey varsa o da budur.” André Breton