Nasıl ki son bir sevgili, son bir bahar varsa son bir kitap da mutlaka olacaktır fakat bunun hangisi olduğunu anlayacak hiçbir işaret yok. Başından beri “58’deki kız” adını koyduğum o kız hakkında bir şey yazamadan ölebileceğim düşüncesi zihnimi kemiriyor. Bir gün, onu hatırlayacak hiç kimse kalmayacak. Bir başkasının değil, o kızın yaşadığı şey açıklanmadan kalacak, bir hiç uğruna yaşanmış olacak.1958 yazı. On sekiz yaşındaki Annie Duchesne, küçük bir kafe-bakkal işleten ve varoluşlarıyla kendisini utandıran ailesinin yanından bir yaz kampında eğitmen olarak çalışmak üzere ayrılır. İlk kez yalnız ve özgürdür. Sofistike Fransız gençleri arasında onlar gibi olmaya, onlar gibi hissetmeye can atan bir genç kızdır. Çok geçmeden kamptaki başeğitmenle geçirdiği ilk gecenin ardından iradesini onunkine teslim edecek ve kendini bir başkasının iradesi ve arzusu karşısında ezilmiş bulacaktır.Annie Ernaux’nun hayatı boyunca yazmayı düşündüğü kitap olarak tanımladığı Kızın Hikâyesi bugünün Ernaux’suyla 58’deki genç kızı buluşturan son derece cesur ve açıksözlü bir metin.“Zamanın, şimdiki benliğimiz ile bir zamanlar sahip olduğumuz benliğin arasına ördüğü aşılmaz duvarın derin ve güzel bir incelemesi. Bu duvarın yarattığı hüsranı, cazibeyi ve onu aşmaya çalışırken yaşadığımız kalp kırıklıklarını, özlemi bu denli canlı anlatan başka bir kitap daha okumadım.” Sheila Heti#fransızedebiyatı #irade #arzu #kadınyazını #toplum #utanç #bellek