Bu kitap başlı başına bir olaydır; anlattıkları ve anlatan bakımından. Yayımlandığı zaman bakımından, geleceğin bir güvencesi olması bakımından. Bir bitiş ve bir başlangıç noktası olması yönünden. Yıktığı şeyler bakımından, yol açtığı şeyler bakımından. Yadsıdıklarıyla, başlattıklarıyla… İlk önce gözlerimizi bu insana, Roger Garaudy’ye çevirmeliyiz: Bu insan, Saint-John Perse’in bir şiiriyle sarsıldığı ya da Picasso’nun bir tablosunu gördüğü için rastgele yazı yazmaya oturmuş biri değil. Bütün bunlar, bu insan için temel özellikte şeyler. Kendi iyilik ve kötülük anlayışıyla, kendi varoluş nedenleriyle, onu acı çeken büyük yığının yanı başına getiren şeyle sıkı sıkıya bağlıdır. Keyfî davranışların bilim maskesi, dogmatizmin sanat çehresi takmaya yeltendiği bir dünyada Roger Garaudy’nin elinizdeki kitabı başlı başına bir olaydır.
Bu değerli çalışmayı, Louis Aragon’un Sunuşu ve Mehmet H. Doğan çevirisiyle okurlarımıza sunuyoruz.