Güneş battıktan az sonra ay doğmuştu; tam ay ışığı günleri de olduğu için, ayın ışıklı yuvarlağı karanlık gökte parıl parıl parlıyordu.
Kardan Adam, “Hah, işte bizim arkadaş gene göründü!” dedi. El çırpacaktı. Ama donmuş kolları yerinden kalkmadı. “Şu yandan batmıştı, şimdi ters yandan ortaya çıktı. Ama ne olmuştu ki ona, eskisi gibi ateşli bakmıyor artık. Yüzü solmuş zavallının. Neyse, zararı yok, orada dursun, çevremi aydınlatsın, daha fazlasını istemiyorum. En çok gücüme giden şey böyle kötürümler gibi yerimden kımıldayamayışım. Ah, bir yürüyebilseydim, şu az önceki yaramazlar gibi. Ama ne gezer, yerimden kımıldayamıyorum.”