“Yerdeydim ve avuçlarım kızgın kömür parçalarını tutmuşum gibi yanıyordu. Sağ yanıma gelen şutu hâlâ nasıl olduğunu anlayamadığım bir refleksle kurtarmıştım. O an Lefter’in sözü duyuldu: ‘Tamam, bulduk! Kaleye Sunay geçecek.’” Lefter’in şutunu kurtardığında henüz 10 yaşındadır Sunay Akın. Kaleci kazağını çıkarıp kalemi eline aldıktan sonra bu kez kaleci öyküleri biriktirmeye koyulur. Kimler kimler girer bu öykülere... Nobel’li bilimcimiz Aziz Sancar; Berlin kaplanı Turgay Şener ve onun jübile maçına katılan ünlü Rus kaleci Lev Yaşin; antrenmanlara kömür işçilerinin Zonguldak`tan gönderdiği madenci eldivenleriyle çıkan Şenol Güneş; Yaşar Kemal’e İstanbul’daki ilk evinin kapısını açan Abidin Dino’nun yeğeni kaleci Sabri Dino; düğün davetiyesinde gelinin attığı şutu karşılayan damat Yılmaz Vural; en renkli kalecilerimizden Varol Ürkmez ve ona elini uzatan Baba Hakkı, Nâzım Hikmet’in şiirindeki kaleci; Albert Camus; Pavarotti ve daha niceleri giyer bu formayı. Hep 1 numarayı taşırlar sırtlarında…