ALLAH’IN SEVGİLİ KULU OLMAK ZOR DEĞİL! Şehvetlerin karanlığı kalbi kuşattığında kalp, Allah’ın emrini tercih edemez, hakları eda edemez ve şükredemez hale gelir. Bu durumda kalp, ya şehvetlere bağlanıp bu karanlık içinde kendisini kaybeder ya da şehvetlerin hazzından uzak durur. Eğer kendisini Allah’tan alıkoyan şeylerden uzak durmaya devam ederse marifetin nuru kalbi aydınlatır. Bu nur sayesinde kul, Allah’ın rabliğini, her şeye nüfuz eden kudretini ve her şeyi hâkimiyeti altına alan otoritesini görür. Bütün her şeyin Allah’ın iradesine göre olduğunu anlar. Böylece cisimsel arzuların karanlığında kaybolan kalbini bulur. Kalbini bulunca “Göklere ve yere sığmadım ama mümin kulun kalbine sığdım” kudsî hadisini idrak ederek kendisini ve Rabbini tanır. Tirmizî’nin bu kitabı, kulun kendisini kalbinde ve kalbinde de Rabbini bulma sürecini herkesin anlayabileceği bir dille anlatıyor. Hakîm Tirmizî Kitaplığı - 3